Hukukçulardan Bakan Eroğlu’na 3 kuruşluk dava uyarısı!

Kaynak: Açık Gazete, 12 Nisan 2012
YUSUF YAVUZ – Yaşam alanlarının yağmalanmasına karşı mücadele veren HES karşıtları ve bilim insanlarının yanı sıra hukukçulara da ağır ithamlarda bulunan Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’na bu kez de hukukçulardan sert tepki geldi.

Çevre ve Ekoloji Hareketi Avukatları, Bakan Eroğlu’nu çevreciler ve bilim insanlarından özür dilemeye çağırarak, çevre avukatları hakkında ileri sürdüğü iddialarını belgeleriyle ispat etmemesi durumunda kendisini 3 kuruşluk davalarla muhatap bırakacakları uyarısında bulundular.

‘ULUSLAR ARASI ENERJİ LOBİLERİNE YENİ PAZARLAR KAZANDIRILIYOR’

Çevre ve Ekoloji Avukatları (ÇEHAV) tarafından Bakan Eroğlu’nun HES karşıtlarına adeta savaş ilan etmesinin ardından yapılan açıklamada, iktidara geldiği andan itibaren belirsiz bir kalkınmacı söylemle doğal yaşam alanlarını sermayenin yatırım alanlarına dönüştürmekte bir sakınca görmeyen AKP iktidarının, enerji açığını bahane ederek uluslararası enerji lobilerine yeni pazarlar kazandırmaya çalıştığı öne sürülerek, “Bu amaçla, doğanın ticari bir meta olarak pazarlanmasına yönelik politikaları hayata geçirmekten çekinmezken, yağmaya karşı çıkan hak savunucuları, baskı, korkutma ve polisiye tedbirlerle ‘zapt-u rapt’ altına alınmaya çalışılmaktadır. Kendisinin sesinden başka her türlü sese sağır olan siyasal iktidarın politikalarına karşı sesini yükseltenler, itiraz edenler, fikir açıklayanlar, toplantı ve gösteri haklarını kullananlar, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu gibi yürütme gücünü elinde tutan siyasi aktörlerin açık ve doğrudan tehditleriyle karşı karşıya kalmaktadır” görüşüne yer verildi.

BAKAN EROĞLU ‘VATAN HAİNLİĞİ’ SUÇLAMASIYLA HEDEF GÖSTERİYOR

Bakan Eroğlu’nun, gerek Çevre ve Orman Bakanlığı, gerekse Orman ve Su işleri Bakanlığı döneminde çevre ve ekoloji mücadelesi içinde yer alan kişileri, avukatları, bilim insanlarını mesnetsiz beyanlarla, vatan hainliği, işbirlikçilik ve yabancı lobilerden yardım almakla suçlamaktan çekinmediği görüşüne yer verilen açıklamada, “Önce 25.02.2012 tarihinde, Trabzon’da düzenlediği bir basın toplantısında, çevre ve ekoloji hareketine destek veren avukatları, ülkenin çıkarları aleyhinde haksız menfaat temin etmekle itham eden Bakan, son olarak, 03.04.2012 tarihinde Cumhuriyet Gazetesi’ne yapmış olduğu açıklamada “Dışarıdan bazı gruplar var, sürekli seyyar gruplar. Bunlar tamamen bu enerji şirketleri tarafından yönlendirilmiş olan gruplar. Bunlar, biz tespit ettik bir grup halinde gidiyorlar, propaganda yapıyorlar. Hatta bir tanesinin ismini de ben aldım, üniversiteden bir öğretim üyesi yalan yanlış şeyler söylemiş. Hiç bilimle bağdaşmayan, son derece cahilane şeyler söylemiş” diyerek, bu sefer hedefine çevrecileri ve bilim insanlarını hedef olarak göstermektedir” denildi.

‘BAKAN HAK SAVUNUCULARINI HEDEF GÖSTERMEKTEN VAZGEÇSİN’

İktidar erkini ellerinde bulunduranların açık ya da üstü örtülü teşviki, yönlendirmesi ve yol göstermesi sayesinde, politik cinayetlerin işlenebilmesinin işten bile sayılmadığı bu coğrafyada, Bakan Eroğlu’nun ‘milli duyguları’ tahrik ederek çevrecileri ve hak savunucularını ‘vatan haini’ gibi göstermesinin, açık hedef olarak tanımlamasının başlı başına bir sorun olduğuna vurgu yapılan açıklamada, ayrıca şu görüşlere yer verildi: “Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, çevre ve ekoloji mücadelesi içinde yer alan hak savunucularını, avukatları ve bilim insanlarını hedef göstermekten, derhal vazgeçmelidir.

‘BAKANLIK YAKINLARINA VERİLEN KAÇ TAHSİS EL DEĞİŞTİRDİ’

Çevreci ve ekolojistler, hak savunucuları, avukatlar, bilim insanları, canla başla, gönüllü olarak doğayı bir kısım ‘çantacılara’ ve ‘doğadan rant sağlayanlara’ karşı savunurken, Bakan Eroğlu gerçek suçluları, çevresindeki gerçek çantacılarda ve kendi Bakanlığı’nın içinde bu çantacılara yol gösterenlerde aramalıdır. Kaç tane tahsis projesi Bakanlık çalışanlarının yakınlarına verilmiş, kaç tahsis el değiştirmiştir? Kaç ÇED raporu bölgeye hiç gidilmeden onaylanmıştır? ÇED raporları Mahkeme kararı ile iptal edildiğinde neden yama yapılarak masa başında yeniden onaylanmaktadır? Halkın katılımı toplantıları tepkiler nedeni ile yapılamazken neden yapılmış gibi tutanak tutulmakta ve bu tutanaklara itibar edilmektedir?

‘BAKAN ALLİANOİ’DE DENGESİNİ KAYBETMİŞTİR’

Bakan DSİ’den gelen geçmişi sebebi ile neden çevrenin değil, koşulsuz bir biçimde baraj yapan müteahhitlerin yanındadır? Neden durup durup çevrecileri dış mihraklarla ilişkilendirme konusuna takılıp kalmıştır, bunun belgelerini varsa neden açıklamamakta kamuoyunu neden bu haksız ithamlarla taciz etmeye devam etmektedir? Neden profesör doktor unvanını Bakanlık bünyesindeki işlerinde kullanarak etki yaratmaya çalışmaktadır? Bir inat uğruna gömdüğü Allianoi antik kentinin halen var olmadığını iddia etmekte ve 50 yıl daha su altında kalsa ne olur diyebilmektedir? Bakan, hangi değerlerin Bakanı olduğunun dengesini kaybetmiştir, bu sorulara net cevaplar vermek yerine neden kamuoyunu sürekli taciz ettiğine cevap vermelidir!

‘HERKES HÜKÜMET GİBİ DÜŞÜNMEK ZORUNDA DEĞİL!’

Kendisi de bir dönem üniversitede akademisyen olan Bakan’ın bilim insanlarını böylesine suçlamasının dayanağının ne olduğunu anlamak mümkün değildir. Bilim insanları bilim ve insanlık için doğru bildiklerini söylemekle yükümlüdürler. Türkiye’nin dereleri, kıyıları, ormanları tüm tabiat varlıkları satılırken, köylülerin, çevrecilerin, akademisyenlerin, duyarlı tüm insanların bu yağmaya seyirci kalması beklenemez. Herkes Hükümet gibi düşünmek zorunda değildir. Bizler, Bakan’ın yaptığı açıklamaların gerçeklikten öte soyut, dayanaksız ve mesnetsiz; yerel otoriteler üzerinde baskı yaratmak ve görevini yapan avukatların görevlerini icra ederken baskı ve tehdit altında kalmasına sebep olacak uygulamalara dayanak oluşturmak için bir araç olarak kullanıldığını görüyoruz.

BAKAN ÖZÜR DİLEMEZSE ‘3 KURUŞLUK’ DAVALAR AÇACAĞIZ

Bakan Eroğlu tarafından itham edilen bir grup olarak Bakan’ın açıklamalarını gerçeği saptıran açıklamalar olarak görmekte, çevrecileri, ekolojistleri, çevre ve ekoloji hareketi avukatlarını ve bilim insanlarını itham etmeyi ‘suçluluğun telaşı’ olarak göstermektedir? Bakan’ın çevreciler ile duyarlı bilim insanlarından özür dilemesini gerekmektedir. Eroğlu, bu erdemi göstermezse, biz çevre ve ekoloji hareketi avukatları hakkında ileri sürdüğü bu mesnetsiz iddialarını belgeleri ile açıklamaz ve kamuoyu ile paylaşmazsa her yerde karşısında bizleri bulacağını, kendisine ‘3 kuruş’luk davalara muhatap bırakacağımızı ve kamuoyuna saygı ile bildiririz.”