Habab’ın çeşmeleri barış halaylarıyla mutlu

Kaynak: Agos, 28 Mayıs 2012
Elazığ’ın Kovancılar ilçesi Habab (Ekinözü) köyünde Hrant Dink Vakfı tarafından onarılan tarihi çeşmeler için düzenlenen şenlik, yüzlerce Ermeni, Kürt ve Türk’ü yan yana getirdi. Avukat Fetiye Çetin’in, 1915’te hayatta kaldıktan sonra evlat edinilen ve Müslümanlaştırılarak Seher adı verilen babaannesi Heranuş’un köyü olan Habab’daki çeşmelerin onarılmasının ardından düzenlenen şenliğe, çok sayıda davetli katıldı.

Hazırlıkları günler önceden başlayan şenlik için Habab’a giden ziyaretçiler, köy girişinde davul ve zurnayla karşılanarak yöre halkıyla kucaklaştı. Kovancılar Kaymakamı Selçuk Aslan, Belediye Başkanı Bekir Yanılmaz, İl Kültür ve Turizm Müdürü Tahsin Öztürk, Hrant Dink Vakfı Başkanı Rakel Dink, Dink Ailesi’nin avukatı Fetiye Çetin, çok sayıda gazeteci, yazar ve çevre ilçelerden gelen davetliler, gün boyu bir arada eğlenmenin mutluluğunu yaşadı.Davul- zurna eşliğinde halaylar çekilerek onarımı tamamlanan tarihi çeşmelerin bulunduğu alana yürüyerek giden kalabalık sırayla çeşmelerin suyundan içti ve hatıra fotoğrafı çektirdi.Kovancılar Belediye Başkanı Bekir Yanılmaz yaptığı konuşmada kardeşlik özleminin çekildiğini belirterek, “Sizleri aramızda görmekten mutluyuz, sevinçliyiz, huzurluyuz, gönlümüz sevgiyle dolu. Bu bir kardeşlik, bu bir huzur, bu bir güzelliktir. Biz nasıl kardeşliğe hasretsek, güzelliğe hasretsek, bu hasretimiz bugün bitmiş durumda” dedi.

‘ONARMASAK YOK OLACAKLARDI’

Avukat Fetiye Çetin de yaptığı konuşmada, suyun kültürlerin aynası olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Su kültürü, arkasında bulunan kültürün aynasıdır derler. Bugün, bu kültürün Ermeni mimarisine özgü, çok gözlü çeşmelerin özgün bir örneği. Bu çeşmeler arakasındaki kültürü, büyüklüğü ve geçkinliği konusunda bize ipucu sunuyorlar. Bu kültürün pek çok örneği gibi bu çeşmeler de kendi haline bırakılsalardı eğer, iki yıl içerisinde yok olacaklardı. Biz bu çeşmeleri gördüğümüz andan itibaren bir hayal kurduk. Bu çeşmelerin restorasyonunu gerçekleştirmeliydik ve Hrant Dink Vakfı olarak bu hayalimizi gerçekleştirmek için 2009 yılında çıktığımız yolculuğun bugün çok önemli bir durağındayız. Bu yolculuğumuzda bize yol arkadaşlığı eden sevgili Habap’lı (Ekinözü) dostlarımıza Avrupa’dan, Ermenistan’dan, Türkiye’den gelerek restorasyon yapım sürecinde, canla başla çalışan gönüllülerimize maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen dostlarımıza, başta Kültür Bakanlığı olmak üzere katkı sunan tüm vakıf ve kuruluşlara çok değerli katkıları ve destekleri için teşekkür ediyoruz.”

Kovancılar Kaymakamı Selçuk Aslan, yaptığı konuşmada köylülerden bu güzel etkinliği geleneksel hale getirmelerini istedi.

RAKEL DİNK: YÜZLEŞME MEŞALESİ BUGÜN BURADA

Son olarak konuşan Hrant Dink Vakfı Başkanı Rakel Dink, Hrant Dink’in elleriyle tutuşturduğu yüzleşme meşalesi için buraya geldiklerini belirterek şunları söyledi:

“Bugün o meşalenin tutuşturmanın devamlılığını yaşıyoruz. Bugün bu çeşmenin sularında birleştik. Bugün buraya hepimiz çok yoğun duygular ile geldik. Tanrının sözü, ‘Kulaklarda fısıltı ile söylenen her şey damlarda bağırılacaktır’ diyor. Hiç bir şey gizli kalmayacağı gibi hiçbir gerçek de gizli kalmaz, örtülemez. Bugün o fısıldanan şeyleri bu çeşmenin damında seslendirmeye geldik.”

KARDEŞ TÜRKÜLER KONSER VERDİ

Yapılan konuşmaların ardından sahneye çıkan Kardeş Türküler, parçalarıyla törene katılanlara unutulmaz bir müzik ziyafeti sundu.

Habab çeşmeleri

Restorasyonu yapılan Habap Çeşmeleri, Anadolu ve Ermeni “çokgözlü çeşmeler” mimarisine özgün birer örnek teşkil ediyor. Çeşmeler, restorasyon sırasında yapılan kazılarda ortaya çıkarılan kuyuları ve karmaşık su kanallarıyla (heküke), büyük bir kültürün izlerini günümüze taşıyor.

Elazığ ilinin Kovancılar ilçesine bağlı Ekinözü Köyü, eski adıyla Habab veya Hebap (Ermenice: Havav), Osmanlı döneminde 500 haneli bir köydü. Ermenilerin yaşadığı dönemde burada 3 kilise, 1 manastır ve 2 çeşme bulunuyordu. Bunlar, Yukarı Çeşme ve Aşağı Çeşme olarak adlandırılıyordu. Yukarı Çeşme’nin üzerindeki kitabede okunabilen Ermenice yazılmış tarih, 1634 yılını işaret ediyor. Bugün bu yapıların çoğu yıkılmış olmakla birlikte, çeşmeler giderek kullanılmaz hale geldi. Çeşmeler halen tapuda Halil Beyler ve Rüfekası Beyler Vakfı’na kayıtlı bulunuyor.

“Kaynaklara göre; köyün suyu, köyün girişinden iki mil uzaklıkta geniş bir vadi üzerinde kendiliğinden oluşan, bir değirmeni döndürecek kadar hızlı, çok soğuk bir kaynaktan gelirdi. Suyun fışkırdığı alçak kuyu her ilkbaharda temizlenmezse, kaynağın suyu azalırdı. İlkbaharda içi toprakla dolduğundan, her yıl Paskalya’dan sonra kuyu temizlenirdi. O kaynağın suyuyla birkaç değirmen döner, haftada bir kez bahçeler ve köyün altındaki tarlalar sulanırdı. Çeşme ise köy için çok kutsaldı.

Köyde iki tane tatlı su kaynağı vardı. Biri köyün aşağısında diğeri de yukarı kısmında idi. Çeşmelerin suyu çok uzak yerlerden gelir, görünmez taştan borularla küçük sarnıçlara dolardı. Çeşmelerin arkasındaki galerilerle ulaşılan sarnıçların da her sene temizlenmesi gerekirdi. Bu kaynakların suyu yazları soğuk, kışları ise ılık ve tatlıydı. Köyün iki çeşmesi ve yer döşemeleri kesme taşlardan yapılmıştı.” (Dikran S. Papazyan, Badmutyun Palu Havav Kyuği, [Palu Habap Köyü Tarihi], Beyrut 1960)