Van’dan İran’daki göle su verilmesi risk

vanKaynak: gazetevatan, 17 Ocak 2016 Pazar

Van Gölü’nden İran’da yüzde 90’ı kuruyan Urmiye Gölü’ne su taşıma fikrinin hayati sorunlar doğurabileceği vurgulandı.

Tektonik oluşumlu İran’ın en büyük, dünyanın da en büyük ikinci tuz gölü olan Urmiye Gölü’nün, iklim değişikliği ve değişik çevresel nedenlerden dolayı yüzde 90’ı kurudu. İran’ın yarı resmi haber ajansı Tasnime’ye geçtiğimiz Eylül ayında açıklamalarda bulunan Urmiye Gölü’nü Canlandırma Komisyonu Sekreteri İsa Kelanteri, 5 bin 200 kilometrekare yüzölçümüne sahip Urmiye Gölü’nü yeniden canlandırmak için 147 kilometre uzaklıktaki Van Gölü’nden su taşımayı planladıklarını açıkladı. Kelanteri, Van Gölü ve Urmiye Gölü’nün su yapılarının birbiriyle uyumlu olup, olmadığına dair incelemeler yapacaklarını, 3-4 ay sürmesi beklenen incelemelerden sonra da iki ülke arasında teknik ve siyasi müzakerelerin yapılacağını belirterek, “Bu plan inceleme aşamasında, eğer çevresel, kimyasal ve biyolojik incelemeler olumlu sonuçlanırsa transfer işlemi gerçekleşebilecek” dedi. Van Gölü’nün suyundan yararlanılabileceği fikri, bilim adamlarını harekete geçirdi. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ali Fuat Doğu, “Urmiye Gölü’nü canlandıracak su miktarını hesap etmek lazım. Ama yüzde 90’ı kuruyan ve Van Gölü’nden daha büyük bir yüzölçümü sahip olan bu gölün yeniden sulak olarak hayata döndürülmesi Van Gölü’nü riske sokabilir” dedi.

‘Eko sistem çökebilir’

Prof. Dr. Doğu, “Bir Akgöl’ümüz vardı kurudu. Diğer Van çevresi ve havzasındaki göllerde de seviye değişiklikleri azalmalar oluyor. Van Gölü derin olduğu için direk olarak etkilenmiyor. Fakat seviye azaldığı zaman doğacak risklerle kıyılardaki deniz taşımacılığı liman faaliyetleri yapan ve buna bağlı olarak canlı yaşam, su arıtma tesisleri ve bütün eko sistemde büyük bir değişiklik demek. Urmiye Gölü’nü canlandıracak su miktarını hesap etmek lazım. Ama yüzde 90’ı kuruyan sığ da olsa neredeyse Van Gölü’nden daha büyük bir yüzölçüme sahip olan alanın sulak olarak hayata döndürülmesi başka bir sulak alanın hayati risk belirmesine neden olabilir” dedi.