‘Sağlık Bakanlığı su şirketlerinin ticari itibarını korumak için mi var?’

Kaynak: Sesonline.net’in, Su Hakkı Kampanyası ile röportajı, 25 Temmuz 2012
“Sağlık Bakanlığı, sağlıksız, mikroplu, halk sağlığını tehdit ederek su satışı yapan firmaların isimlerini açıklasın!..” Yurttaşların, temiz ve güvenilir olduğunu düşünerek, ‘çeşme sularından’ 300-500 kat fazla para ödeyip aldığı ambalajlı sular söylendiğinin aksine ne temiz ne de güvenilir…

Geçtiğimiz hafta ‘Deşifre’ (A Haber TV) adlı TV programının, Kalibrasyon ve Deney Laboratuvarları Derneği (TÜRKLAB) üyesi laboratuvarlarda yaptırdığı bir inceleme, Türkiye’de insan sağlığına yönelik tehlikenin ve denetimsizliğin vardığı korkunç boyutu gözler önüne serdi. Tanınmış 55 “ambalajlı su” firmasına ait damacana suların analizi yapıldı ve ortaya inanılması güç sonuçlar çıktı. Alınan markalı damacana su numunelerinin çoğunda yüksek miktarda mikrop saptanırken bazılarında da kanalizasyon kalıntısı tespit edildi. Büyük paralar kazanan, Türkiye’nin en ünlü 55 su firmasının (markasının) 41’inin suları halkın sağlığını tehdit eder nitelikte…

Sağlık Bakanlığı ise, sessiz. Toplumdan gelen tüm baskılara rağmen, ilgili bakanlıklar halk sağlığını tehdit eden “su firmalarının” adını açıklamamakta ısrarlı. Sesonline.net, tüm canlıların suya en çok gereksinim duyduğu şu yaz günlerinde, sağlığa son derece zararlı maddeler barındıran ‘ambalajlı su’ların ve bunları piyasaya süren işletmelerin ticari markalarının adlarını açıklamamakta ısrar eden bakanlıklar ve kamu yöneticilerinin tutumu hakkında ‘Su Hakkı Kampanyası’ sözcüsü Nuran Yüce’nin görüşlerine başvurdu. “Sağlık Bakanlığı, şirketlerin ‘ticari itibarını’ kollamak için değil; halkın sağlığını korumakla görevlidir. Bu vahim durumu kamuoyuyla paylaşmayan, şirketlerin isimlerini açıklamayan, insan sağlığı için zararlı suların satılmasına izin veren Sağlık Bakanlığı olacaklardan sorumludur. Sağlık Bakanlığı’ndan bir an önce bu şirketlerin isimlerini açıklanmasını ve söz konusu şirketlerin su satışlarını yasaklanmasını talep ediyoruz” diyen ‘Su Hakkı Kampanyası’ sözcüsü Nuran Yüce’nin Sesonline.net’e yaptığı açıklamalar şöyle”Araştırmanın sonuçları geçen hafta açıklandı ama sağlığımızı tehdit eden suları satan şirketlerin isimleri hala kamuoyuna açıklanmadı. Sağlık Bakanlığı yetkilileri suları kirli olan firmaların isimlerini biliyor. Hatta kendileri de su firmalarını denetlediklerini, kendilerinin yaptıkları denetimlerde yüzde üç oranında sağlığa zararlı damacana sular tespit ettiklerini de ifade ediyorlar. Sağlık Bakanlığı bugüne kadar bu yüzde üç oranındaki şirketlerin de isimlerini açıklamadı. 11 farklı laboratuarda denetlenen suların sonuçlarıyla Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı denetimler arasında nasıl bu kadar fark olabiliyor? Bu sular bugün kirlenmediğine göre Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı denetimlerde de aynı bulgulara ulaşmış olması gerekirdi. Sağlık Bakanlığı, şirketlerin ticari itibarını kollamak için değil halkın sağlığını korumakla görevlidir. Bu vahim durumu kamuoyuyla paylaşmayan, şirketlerin isimlerini açıklamayan, insan sağlığı için zararlı suların satılmasına izin veren Sağlık Bakanlığı sorumludur. Sağlık Bakanlığı’ndan bir an önce bu şirketlerin isimlerinin açıklanmasını ve bu şirketlerin su satışlarını yasaklanmasını talep ediyoruz.”

“İŞLENMİŞ SU İBARELİ AMBALAJLI SULAR ZATEN MUSLUK SUYU…”

“Su şirketlerinin iddia ettikleri gibi, şişelenmiş su, olmazsa olmaz bir ürün değildir. Kimi sular bildiğiniz şebeke sularının işlenmiş halidir. Ambalajı suların etiketinde yazan ‘işlenmiş su’ ibaresinin anlamı; belediye suyunun tekrar işlenerek şişelendiğini ifade etmektedir. İnsanlar musluklardan içebilecekleri nitelikteki suya 300-500 kat fazla para ödemekte ve karşılında temiz olmayan sular içmekle baş başa bırakılmaktadırlar. Yaşam kaynağımız suyun; temiz, kaliteli nitelikte ve içilebilir lezzette sunulması, denetlenmesi devletin görevleri arasındadır. Vatandaşın ‘su güvenliği’ bireysel girişimlere bırakılamaz. Bundan sorumlu olan ilgili bakanlıklardır. Sağlık Bakanlığı’nın vakit kaybetmeden 41 firmanın ismini açıklaması gerekiyor.

Biz ‘Su Hakkı Kampanyası’ olarak, su altyapılarına yatırım yapılmasını, çeşme sularının güvenilir hale getirilmesini, ekonomik ve çevresel etkileri en az olan musluktan temiz içme suyunun hakkımız olduğunu savunuyoruz.”