Sarıbudak Deresi resmen kurudu! Muhtar iş makinesiyle vadide su arıyor!

meloderesikuruduMKaynak: 08 Haber, 2 Eylül 2013
Bilim insanları son 10 yıldır sürekli uyarıyor. Küresel ısınmadan söz ediyorlar. Dünyayı büyük bir kuraklık ve susuzluğun saracağını, 21. yüzyılın su savaşlarına sahne olacağını söylüyor.

Türkiye esasında su fakiri bir ülkedir. Onun için herkes su kaynaklarını dikkatli kullanmalıdır. Her ülke, her hükümet, özellikle suyu herhangi bir nedenle “özelleştirme kapsamının dışında tutmak zorunda.

Ancak Türkiye’deki sular enerji bahanesiyle neredeyse tamamı “Su Kullanım Hakkı” verilerek HES’ler için 49 yıllığına satılmış durumda. Üstelik 49 yıl dolsa bile bir kez daha anlaşmanın yenilenmesi de var. Bu da 98 yıllık bir anlaşma anlamına geliyor! İrili, ufaklı, kuru derelerde bile HES projeleri yer alıyor. Soru şu; bu dereler sadece 2 ay coşkun akar. Geriye kalan 10 ay can suyu akar. Hatta çoğu dereler kurur. Ne yazık bu kuruyan derelerde bile HES projeleri yapılmış. Bu projenin gerçek amacı nedir?

Artvin Merkez’e bağlı Sarıbudak Köyü (Melo) Deresi tabiri caizse resmen kurumuş durumda. Su o kadar azalmış ki, dağlardan köye ulaşamıyor! Dere yatağında kayboluyor!.. Burada bir HES projesin olduğunu düşünmek insanı güldürüyor! Su olmayan dereye HES!.. Vatandaş Buna tek bir şey söylenebiliyor. Pes!..

Koskoca dere yatağında bir damla su kalmammış!

Muhtar Mustafa Öktem, DSİ’den eder alarak kuraklık nedeniyle batan suyu çıkarabilmek için hayli çalışma yapmış. Köylere Hizmet Götürme Birliği’nden borular alarak suyun battığı yerin olduğu mevkide borular döşemiş. Boruların çapı 20-25 cm. Ancak akan su borunun üçte birisini dolduramıyor. Dere vadisi gerçekten susuz ve görüntüsü itibarıyla köylüleri çok üzüyor. Burada yapılması düşünülen HES’e neden karşı çıktıklarını ise dere yatağını göstererek cevap veriyorlar.

“SARIDUDAK DERESİ KÖYE ULAŞAMAYACAK KADAR KURUDU!”

08 Haber gazetesi Merkez’e bağlı Sarıbudak (Melo)ya giderek burada yaşanan kuraklığı ve kuruyan dereyi yerinde görüntüledi, muhtar Mustafa Öktem ve köy halkıyla konuştu. Muhtar Mustafa Öktem, köye bile ulaşamayacak durumdaki Melo Deresi’nin son yılalrda iyice küçüldüğünü ve köye ulaşamayacak duruma geldiğini, bu yüzden DSİ’den eder alarak batan suyun bir kısmını çıkartmak için çalışma yaptığını belirterek;

” Sarıbudak Köyü (Melo) Merkez’e bağlı önemli köylerden bir tanesidir. Köyümüzün bu vadide kurulmasının tek ve ana nedeni olan Melo Deresi hiç azalmadığı kadar azaldı, azaldı ve nihayet köye inemeden kurudu. Şu anda köyümüzün bulunduğu mevkide hiç su yok. Su çok azaldığı için köye ulaşamıyor. Toprak belli miktarda suyu altına çekiyor. Toprak doymayınca su buraya gelemiyor. Şu anda bağımızı, bahçemizi sulayacak suyumuz yok. DSİ’ye giderek iş makinesi aldım. Dere içine çalışma yaptık. Birkaç yerde küçük miktarlarda su bulduk. Ancak bu sularda 10 metre akamadan battı! Çıkan suların altına muşamba, sac gibi materyaller koyarak suyu köye doğru akıtmaya çalışıyoruz.

“GERÇEKTEN KİMSEYE VERECEK TEK DAMLA SUYUMUZ YOK!”

Sarıbudak Köyü 1962 yılında sulama kanalına kavuşmuş köydür. Bu kanalın genişliği 40 cm, yüksekliği 50 cm. içine bakın 10 cm su yok. Köy halkı sulamasını içme suyundan yapmaya kalkınca bu kez içme suyu sıkıntısı yaşandı. Şunu söylemek istiyorum. Sarıbudak Köyü’nün hiç kimseye verecek tek damla suyu yoktur. İşte bu da en açık delilidir. Onun için burada yapılması düşünülen HES’in asla yapılamayacağını ben değil doğa söylüyor.

Ben bu tür projelerin yanlış bilgilerden, yanlış raporlardan yola çıkılarak yapıldığını düşünüyorum. HES’in yapılmak istenen yerde bir küçük derecik de bu dere ile birleşiyor. O da neredeyse kurumuş durumda. Sayın Cumhurbaşkanımızdan Başbakanımızdan, Enerji Bakanımızdan, Orman ve Su İşleri Bakanımızdan, Artvin milletvekillerimizden istirham ediyorum. Lütfen bu projeleri göden geçirsinler. Kuru derelerin bile HES şirketlerine verilmiş olmasından dolayı köy olarak çok rahatsızız. Çünkü bu HES projesiyle, zaten köye ulaşamayan suyun tamamen toplanarak kaynağından alındıktan sonra köyü by-pass ederek Ballıüzüm köyü civarından vadiye düşürüyorlar.

“RAKAMLARA, RAPORLARA DEĞİL, ŞU DEREYE BAKIN!”

Peki, bende köy halkı adına soruyorum; bu köy ne olacak? Bunun cevabını veren yok. “Can suyu” deniyor, olmayan sudan nasıl “can suyu” verecekler? Bizim canımız çıkmış. Vadide su arıyoruz. Raporlara, rakamlara değil, bu vadiye bakın. Biz neye, niçin karşı çıktığımızı çok iyi biliyoruz. Biz yaşamımızın kaynağını hiç kimseye veremeyiz.

Dere vadisinde suyun batmaması için boruları döşeyerek suyu köye ulaştırmak için Sarıbudak sakinleriyle yoğun çaba harcadığını belirten muhtar Mustafa Öktem, konuşmasının devamında;

BU DERE 10 AY CAN SUYU OLARAK AKAR

“Sarıbudak Deresi 2 ay bilemedin taş çatlasa 3 ay coşkulu akar. 9 ay, 10 ay ise bu deredeki su köye bile yetmiyor. Dere eskiden de azalırdı. Ancak son yıllarda hiç olmadığı kadar azaldı. Köyümüzün büyükleri de bunu söylüyor. Demek ki bu bahsedilen küresel ısınma dedikleri bu olsa gerek. Benim de sulaması gereken ektiğim bağım bahçem vardı. Su olmadığı için çoğunu sulayamadım ve ekinler kurudu. Burada sulama yapmazsanız mahsul alamazsınız.

“SUSUZ YAŞAM OLAMAZ!”

Bazı şeyler vardır olmasa da olur. Bir şekilde yaşam devam eder. Örneğin, elektrik kesilse yaşamınız devam der. TV izlemeseniz de yaşamaya devam edersiniz. Ama susuz yaşam yoktur. Allah insanın yaşam kaynağını “su” olarak sunmuştur. İnsanın % 75’i sudan yaratılmışsa söylenecek bir şey kalmaz. İnsanlar doğar doğmaz su ile tanışır, ilk yaptığı şeydir banyo. Her gün onlarca bardak su içer, akşam ayaklarını, yüzünü gözünü su ile yıkar, tuvalete gider yine su gerekli. Dişlerinizi fırçalarken su lazım. Yıkanırken, sabah yüzünüzü yıkarken, yemek yaparken, yemek yerken susanırsınız, sıcakta bunaldığınızda suya girersiniz. Ve son yolculuğunda da su ile uğurlanırsınız.

Bu kadar değerli bir varlığı kimseye verme lüksümüz de yok şansımız da yok. Her şeye fiyat biçebilirsiniz. Bazı şeylerin fiyatı, rakamı olmaz. Bunlardan bir tanesi sudur, topraktır, vatandır, bayraktır, namustur. Suyun da bu vadide kimseye verecek tek damla suyumuz yoktur. Kaldı ki, olsa da veremeyiz. Çünkü bugün “Melo” diye bir köy varsa bunun tek nedeni bu deredir.

YETKİLİLERE, BÜYÜKLERİMİZE HALİMİZİ ANLATMAK İÇİN BURADAYIM!

Bunları neden konuştum; yetkililere, ülkemizi idare eden büyüklerimize halimizi anlatmak için. Gerçek raporu vermek için anlattım. Bu durum 2014 yılı Mart ayına kadar devam edecek. Kısaca önümüzdeki yıllarda daha büyük kuraklıktan söz ediliyor. Belki de bugünleri bile arar hale geleceğiz. DSİ 26 Bölge Müdürlüğü’ne teşekkür ediyorum. Kazı makinesini istedim, verdiler. Suyu aradık. Bulabildiğimizi bulduk. Köylere Hizmet Götürme Birliği’nden aldığımız borulardan bir kısmını döşedik. Bir kısmı kelepçe kalmadığı için henüz döşeyemedik. Amacımız su kanalına vadide batan suyu ulaştırmaktır. Evet, gördüğünüz gibi dere vadisinde borularla suyu kanala almaya çalışıyoruz. Durumumuz bu kadar vahim. Bütün konuşmanın özeti aslında budur” dedi.

ARTVİN DERELERİ CAN SUYU DURUMUNDADIR!

08 Haber gazetesi olarak muhtar Mustafa Öktem ile birlikte Sarıbudak Deresi’nin yatağı boyunca yapılması planlanan HES’in alanına kadar gittik. Gördüğümüz manzara ve Muhtarın konuşmasından çıkan sonuç şu; Artvin’deki dereler esasında Artvin’in yaşamını, yeşilini, varlığını idame ettiren yaşam kaynağıdır. Bu dereler 3 ay dağlarda karların erimesiyle Mart- Mayıs arasında coşkuyla akarken, geride kalan 9 ay boyunca ise can suyu olarak zoraki akabiliyor. Özellikle Melo Deresi gibi dereler kuruma noktasına geliyor. Köylüler su nöbeti yüzünden zaman zaman tartışabiliyor, içme suyu ile sulama yapılmak zorunda kalınabiliyor. Bu da köylere bir başka tehlikeyi kapıya getiriyor!

MUHTAR TAŞIMA SU İLE DEĞİRMEN DÖNDÜRMEYE ÇALIŞIYOR! ANCAK DEĞİRMENİNİ DÖNDÜREMİYOR!

Sarıbudak Deresi’nin yatağında bir noktadan sonra damla su bulunmuyor. Su yer altına kaçıyor. Tüm dere yatağını betonla kaplayamayacağınıza göre başka çözümlerin aranması zamanı gelmiştir. Sarıbudak köyü dere yatağına boru döşemeyi bulmuş. Suyun çıktığı yerin zeminine naylonlar, saclar koymuşlar ki suyu daha ileriye alabilsinler. Ancak “Taşıma Su ile Değirmen Dönmez” atasözü galiba bu durumlar için söylenmiş. Olmuyor, su yüze çıkamayacak kadar hasta, yorgun ve bitkin!.

SARIBUDAK’TA TARTIŞMA BİTMİŞTİR. SON SÖZÜ DOĞA SÖYLEMİŞTİR!
BURADA YAŞAM İÇİN SU YETMEZKEN HES’TEN SÖZ BİLE EDİLEMEZ!..

Bu olumsuzluk köyde yaşayanlara da yansıyor. İlerisi için ne yapacaklarını kara kara düşünüyorlar. HES zaten aklılarının ucunda bile yok! Öyle bir ihtimali düşünmüyorlar bile!.. “Bu su buradaki doğaya, bitkiye, canlıya yetemezken, kendisi can çekişirken başkaları buraya nasıl gelir? Bunu hangi mantıkla izah edebilirler ki! Suyu çok olan ve gerçekten yapılabilecek özellikler taşıyan yerlerde o da doğayı bozmamak koşuluyla, su kullanım hakkının satılmaması koşuluyla belki yapılabilir. Ama burası için tartışma bitmiştir. Tartışmayı biz değil, doğanın kendisi bitirmiştir.”şeklinde konuşuyorlar.

08 Haber gazetesi olarak sorunun sadece Sarıbudak köyünün sorunu olmadığını çok iyi biliyoruz. Tüm Artvin’de buna benzer onlarca, yüzlerce sorun var. Türkiye genelinde aynı şekilde sorunlar var. Sonuç olarak; bu tür projelerin günümüzdeki iklim koşullarına göre, yöre halkına danışılarak, gerekirse referanduma sunularak yapılması. Projelerin Ankara’da masa başında değil, bizzat derelere bakarak, gerçekleri görerek rantabl olup olmadığı gözlenmeli.

 

Galeri: