Dicle Vadisi, HES’ler ve Hevsel Bahçeleri

Diyarbakir, Hevsel Bahceleri, HESKaynak: Aydın Bolkan, Bianet, 23 Ekim 2013
Diyarbakır Belediyesi ile STK’lar Diyarbakır Surları ile Hevsel Bahçeleri’nin Dünya Miras listesine alınması için çaba harcarken, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Dicle Vadisinin “Yapı Rezerv Alanı” olarak ilan etmektedir.

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, Yerel Gündem 21 Kent Konseyi, Diyarbakır Sanayici ve İşadamları Derneği (DİSİAD) Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) girişimleriyle başlatılan Amed Surları Hevsel Bahçelerinin  UNESCO Dünya Mirası listesine girmesi  konusunda başlatılan çalışmalar devam ediyor.

Hevsel Bahçelerinin, Diyarbakır Surları ile birlikte Dünya Miras listesine alınması çalışması bir yandan devam ederken, diğer yandan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Silvan Köprüsü ile Diyarbakır’ın tarihi On Gözlü Köprü arasındaki Dicle Vadisini “Yapı Rezerv alanı” olarak ilan etti.

Diyarbakır’ın hemen yanı başında Dicle Üniversitesi ile Kent merkezi arasında kalan ve ağırlığını Dicle Nehri vadisini oluşturduğu ve Hevsel bahçelerini de içine alan bu alanın yapılaşmaya açılmasıyla kentin can damarı olan bu yeşil havza ortadan kalkmış olacak.

Yaklaşık üç yıl önce de belediyeler tarafından “Suzan Suzi” şarkısıyla bilinen ve Süryaniler açısından önemli bir kültürel değer olarak bilinen Kırklar Dağı yapılaşmaya açılmıştı. Hevsel Bahçelerinin de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılaşmaya açılmasıyla kenti geçmişten geleceğe taşıyacak önemli bir kültürel miras daha yok olmayla karşı karşıya kalacak. Bakanlık bu kararından vazgeçmese, kent açısından önemli bir mesire alanı olmaya aday, bir botanik park olmaya aday bu bölge yerleşime açılacak.

Kırklar Dağı’nda başlayan yapılaşma artık, Dicle Vadisi boyunca devam edecek. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tarafından başlatılan fakat Devlet Su İşleri (DSİ) ile protokol yapılamadığı için yaşama geçemeyen Dicle Vadi Projesi de artık proje olarak hayallerde yer alacak.
Geçmişte Diyarbakır’ın sebze ihtiyacını karşılayan bu verimli topraklarda 100’ün üzerinde kuş çeşidi de yaşamaktadır. Gazeteci meslektaşımız Selim Kaya Hevsel bahçelerine gönül veren gazetecilerden biri olarak aylarca süren çalışmalar sonucunda bu kuş çeşitliliğini görüntüleyerek çeşitli zamanlarda fotoğraf sergileri de açtı.

Dicle Vadisi’nin yapılaşmaya açılmasının yanı sıra, Dicle Nehri üzerinde DSİ tarafından üç adet hidroelektrik santral (HES) yapılması da planlanmaktadır. HES’lerden biri Hantepe Köyü civarında, diğeri Bismil, üçüncüsü ise yeni ulaşıma açılan Bağıvar Köprüsü civarında yapılacak. Bağıvar Köprüsü civarında yapılacak olan HES’in biriktirdiği sular tarihi On gözlü Köprüye kadar şişmesi de bekleniyor.

DSİ tarafından başlatılan bu çalışmaların teknik alt yapı çalışmaları ise devam ediyor. HES’lerin ne zaman yapılacağına ilişkin ise bugüne kadar somut bir bilgiye ise ulaşılamazken, bu konuda çalışmaların devam ettirildiği ise gizlenmiyor.

Bir yandan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ile kentteki STK’lar Diyarbakır Surları ile Hevsel Bahçeleri’nin Dünya Miras listesine alınması için çaba harcarken, diğer yandan ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Dicle Vadisinin “Yapı Rezerv Alanı” olarak ilan etmektedir.

Yine Sur içerisinde devam eden Kentsel Dönüşüm çalışması ise tam hızıyla devam ediyor.  Gecekondular yıkılarak yeni alanlar açığa çıkıyor. Fakat bu konuda da hem belediye, hem de bu projenin yürütücüsü olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kent kamuoyuna yönelik bir açıklama yapmıyor. Sur içinde ortadan kaldırılan çarpık yapıların yerine neler yapılacak bilinmiyor. Burası bir yapılaşma alanı mı olacak, yoksa sosyal donatı alanları, parklarıyla Diyarbakır halkına hizmet sunulacak mekanlara mı dönüşecek bilinmiyor. Bu konuda kamu kuruluşları çok ketum davranarak projelerini halkla paylaşma gereği duymuyor. Tıpkı Kırklar Dağı’ndaki yapılaşma gibi.

Kısacası, önümüzde ki yıllarda Dicle Vadisi yerleşime açılacak. İster hükümet olsun, isterse yerel yönetimler olsun tüm kurumların kentin geleceğine ilişkin projelerini kentteki yurttaşlarla paylaşmaları demokrasinin temel ölçütüdür. Yurttaşların karar süreçleri dışına itilmesi,  demokrasinin katılımcılık ilkesine vurulmuş en büyük darbedir. Bu karar Türkiye’nin taraf olduğu AB sözleşmelerine ihlali anlamına gelmektedir.

Diyarbakır Ekoloji Derneği tüm bunlara karşı bir kampanya yürütme kararı da aldı. Bu kararını da önümüzdeki günlerde bir dizi demokratik etkinlik ile Diyarbakır kamuoyuyla paylaşmayı hedefliyor.