HES tehdidi altındaki Höyük’te 3 bin yıllık tarihe ulaşıldı

baraj-ve-hes-ler-binlerce-yillik-tarihi-alanlarKaynak: DİHA, 29 Ekim 2013
Batman’da HES tehdidi altındaki Beşiri ilçesine bağlı Işıkveren köyünde Grê Emer Höyüğü’ndeki kazı çalışmalarında aynı alanda kurulmuş 3 bin yıllık 4 höyük veya kasabaya ulaşıldı. Kazılarda korunmuş taş evler, teraslar ile dokuma atölyelerine de rastlanıldı.

Ilısu Barajı HES kurtarma kazıları kapsamında Batman’ın Beşiri ilçesine bağlı Işıkveren köyünde devam eden Grê Emer Höyüğü kazılarında, M.Ö 1000 yıllarında aynı alanda kurulmuş 4 köy veya kasabaya ulaşıldı. Ayrıca 3 bin yıl öncesine ait korunmuş taş evler, teraslar ile dokuma atölyelerine de rastlanılan kazılara ilişkin açıklamada bulunan Grê Emer Höyüğü Kazıları Bilimsel Danışmanı Koç Üniversitesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Gül Pulhan, bu yıl beşinci sezona girilen Greamer Höyüğü kazılarında M.Ö. 1000 yıllık dönemde üst üste yerleşmiş 4 köy ya da kasaba bulduklarını belirtti. Garzan Çayı’nın doğu yamacındaki yerleşim biriminde 3 bin yıl öncesine ait büyük bir yerleşim alanını kazdıklarını hatırlatan Pulhan, o dönemde çok iyi korunmuş taş evleri muhafaza edilmiş şekilde bulduklarını söyledi.

‘Bulgular o dönemlerde insanların dokumacılıkla ilgilendiğini ortaya koyuyor’

Kazı çalışmalarına ilişkin “Burada adeta bir erken demir çağı mahallesi var” ifadeleri ile anlatan Pulhan, var olan bu mahallelerin hepsinin höyüğün doğu yamacında Garzan manzaralı olduğunu dikkat çekerek, “Kendi aramızda buna ‘Garzan konakları’ diyoruz. Bu bizim için çok önemli. Çünkü bu dönemde arkeologlar olarak özellikle Dicle bölgesinde bu tarz yerleşik bir hayatın olmadığını düşünüyorduk. Halbuki biz burada tarım ve başka faaliyetlerle uğraşan çok yerleşik bir hayatın izlerini bulduk. Yine M.Ö. birinci bin yıla ait bir atölye bulduk. Burasının da deri veya kumaş boyamada kullanıldığını düşünüyoruz. Şu ana kadar 6 tane yan yana büyük kil tekneye rastladık. Aşağı yukarı her yerden dokumacılıkla ilgili arkeolojik bulgulara rastlıyoruz. Belki kumaş belki de derileri boyadıkları bir yerdir. Kazılarda elde ettiğimiz bulgular o dönemlerde insanların dokumacılıkla ilgilendiklerini ortaya koyuyor” dedi.

‘Garzan Mezopotamya’da ki gelişmelerin tam merkezi!’

Kazıda elde ettikleri bulgulara göre o dönemde yaşayan insanların çiftçi toplumu olduğunu söylemenin mümkün olduğunu dile getiren Pulhan, “Bu insanların yüzde 100 dericilikle uğraştıklarını söyleyebiliriz. Hayvancılıkla da uğraşmışlar. Grê Emer Höyüğü’nde seramik atölyelerine rastlamadık ancak aşırı pişmiş ve ıskartaya çıkmış bir sürü seramik parçası bulduk” dedi. Kazıda en büyük arzularının seramik fırınlarını bulmak olduğunu ifade eden Pulhan şunları kaydetti: “Çünkü 4 bin yıl önce Suriye ve Irak’ın kuzeyinde hatta Irak’ın ortalarında kullanılan seramiklerin aynısını burada bulduk. Burada yapıldıklarından da eminiz. Çünkü onların da çok sayıda defolosuna rastladık. Bugün Garzan Vadisi kenarda kalmış bir yer gibi görünse de bizim uğraştığımız dönemler erken demir, genç tunç çağı. Kazılarda Garzan’ın Mezopotamya’daki olayların ve gelişmelerin tam merkezinde ve onlarla çok bağlantılı bir yer olduğunu ortaya koyduk.”