‘Munzur’da HES’lere onay büyük yıkımlara yol açar’

munzur-hesKaynak: Haberfx, 30 Eylül 2013

Dersim’de Munzur Vadisi üzerinde yapımı planlanan Bozkaya, Kaletepe, Konaktepe ve Akyayık barajları ile inşaatı devam eden Mercan Hidro Elektrik Santrali (HES) projesinin iptaline ilişkin 2011 yılında açılan davanın karar duruşması, bugün Ankara 3. İdare Mahkemesi’nde görülecek. Ankara’da görülecek karar duruşması öncesinde dava sürecine ve Dersim’deki HES projelerinde gelinen son aşamaya ilişkin konuşan Avukat Barış Yıldırım, 1971 yılında “Milli Park” olarak ilan edilen Munzur Vadisi’nde, 1983 yılında projelendirilen 4 baraj ile 6 HES olduğunu söyledi. Yıldırım, Munzur Vadisi üzerinde ilk HES projesinin inşaatına 1985 yılında başlandığını belirterek, “Mercan HES projesinin inşaatına tamamen kaçak olarak Munzur Vadisi Milli Parkı sınırları içinde başlandı. Bu HES’in inşaatı 2003 yılında bitti. 2008 yılında da bu HES üzerinde özel bir şirket enerji üretmeye başladı” dedi.

HES inşaatının kaçak olduğunun tespit edilmesinin ardından projenin iptali için ilgili mercilere başvuruda bulunduklarını aktaran Yıldırım, “Bu HES’in milli park sınırları içinde tamamen kaçak bir şekilde, mevzuatta ön görülen hiçbir izin alınmaksızın ve çevresel etüt yapılmaksızın inşa edildiği tespit edildi. Bu HES’in tamamen izinsiz, yasa dışı ve kaçak bir şekilde inşa edildiği, ilgili kurumlar ve yargı tarafından verilen kararlarla da saptandı. Fakat bu HES hali hazırda alınan tüm kararlara rağmen mevcudiyetini koruyor” diye konuştu

‘Bakanlık ‘üstün kamu yararı’ olduğunu öne sürdü’

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun, Munzur Vadisi Mili Parkı sınırları içinde bulunan baraj tipi HES’lerden en büyüğü durumunda olan ve Dersim-Ovacık Karayolu’nun 35’inci kilometresinde bulunan Konaktepe Barajı’nın yapımına lisans onayı verdiğini belirten Yıldırım, yapılan itirazlar sonucunda Danıştay 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin “Yürütmeyi durdurma” kararı verdiğini hatırlattı. Alınan kararın dava süresince üzerinde durdukları hukuksal olguların gerekçe olarak gösterildiğine işaret eden Yıldırım, “Bu alanda bir proje ortaya konulması için ‘üstün kamu yararı’ olgusunun ortaya konulması gerektiği ifade edildi. EPDK ile lisansı alan Konaktepe şirketinin karara itirazları da reddedildi. Fakat Orman ve Su İşleri Bakanı tüm bu hukuksal bulgulara rağmen, Munzur Vadisi Milli Parkı sınırları içinde yapılan tüm baraj ve HES’ler ile Mercan HES’in üstün kamu yararı taşıdığı iddiasında bulunarak, HES’lerin yapımına izin verdi” diye belirtti.

‘Türkiye’de doğa koruma politikası yok’

Munzur Vadisi Milli Parkı içinde bine yakın endemik bitki türünün yaşadığını belirten Yıldırım, park içindeki yabanıl hayat çeşitliliğinin yüksek değer taşıdığının yapılan bilimsel araştırmalar ile kanıtlandığını belirterek, “Vadi içindeki bitki türlerinden 227’si Türkiye’ye endemik, 55’i ise sadece Munzur’a endemiktir. Bilimsel ayrıntılı bir araştırma yapılması halinde bu türlerin artabileceğini düşünüyoruz. Çünkü bölgedeki güvenlik gerekçesiyle birçok noktaya ulaşılamadığını yakından biliyoruz” dedi. Munzur Vadisi’nin “sit alanı” ilan edilmesi gerektiğini vurgulayan Yıldırım, “Buna karşı açılan davada Malatya İdare Mahkemesi olumlu karar vermişti. Çünkü yöre inancı açısında güçlü ritüellerin, somut inançların ortaya konulduğu bir alandır Munzur. Dünyada korunma statüsüne sahip doğal parklar ve sit alanlarının korunduğunu ve gelişmiş ülkelerin koruma politikalarıyla, bu alanları ekolojik olarak restore ettiğini, türleri çoğalttığını biliyoruz. Ancak Türkiye’de, doğa koruma politikası yok” diye belirtti.

2009 yılında Devlet Planlama Teşkilatı tarafından, Türkiye’de hidroelektrik potansiyeli olan tüm akarsuların üzerinde HES yapım kararı alındığını belirten Yıldırım, “Türkiye’nin gerek ulusal mevzuat gerekse de imzaladığı uluslararası sözleşmelere göre Munzur’un mutlak suretle korunması gerekiyor. Munzur’daki değerlerin gelecek kuşaklara aktarılması gerekiyor. Biyolojik çeşitlilik sözleşmesi ve Dünya Kültürel ve Doğal Mirası’nın korunmasına dair sözleşmede de ekolojik hassasiyeti olan duyarlı yörelerin korunması gerektiğini açıkça belirtiliyor” dedi.

‘Ovacık’ta bulunan diri fay hattı büyük yıkımlara yol açar’

Anayasa’nın 56. Maddesi’ne göre devletin mutlak suretle çevreyi koruma yükümlülüğünün bulunduğunu belirterek, başta Orman ve Su İşleri Bakanlığı olmak üzere Türkiye’deki ilgili bakanlıkların doğa koruma yükümlülüklerini yerine getirmediğini söyleyen Yıldırım, “Tunceli Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’nden aldığımız bilgilere göre, Ovacık ilçesinde diri fay hattı bulunmaktadır. Özellikle vadide 4 tane barajın inşa edilmesi halinde bu diri fay hattının ileride sadece Dersim için değil komşu iller Malatya ve Elazığ açısından da risk üretebileceğini biliyoruz. Bu nedenle birinci dereceden deprem bölgesi olan ve diri fay hattı bulunan bir bölgede bu projelerin hayata geçirilmesi sadece doğa açısından değil insan yaşamı açısında da bir yıkım olacaktır” dedi.

‘Yaşam alanları ortadan kalkacak’

Munzur Vadisi’nde bulunan akarsular üzerinde yapımı planlanan HES ve baraj projelerinin hayata geçirilmesi halinde, vadide yaşayan canlı türlerinin varlığının büyük zarar göreceğinin altını çizen Yıldırım, şunları dile getirdi: “Bölgede yapımı planlanan baraj projeleri hayata geçirildiği takdirde kültürel varlıklar ve insanlığın tarihi yerleşim alanları bir bütün olarak sular altında kalacaktır. Munzur Vadisi içindeki ekosistem ve halkların yaşamı büyük zarar görecektir. Bizler 1938 ‘de, 1994’te yaşadığımız sürgünleri tekrar yaşamak istemiyoruz. O sürgünler sonrası geri dönüşler oldu. Fakat barajlar inşası halinde insanlar zorunlu göçe yine tabii tutulacak ve yaşam alanları ortadan kalkacak. Dersimlilerin toprak ve suyla olan güçlü inanç sistemleri biliniyor. Bu nedenle bu projeler sadece eko sistem tahribine değil, Dersim’deki yaşam hakkına ve inanç hakkının yok edilmesi demektir.”

“Üstün kamu yararı” olduğu öne sürülerek onay verilen HES projelerinin iptali için Ankara 3. İdare Mahkemesi’nde görülecek olan davaya katılım çağrısı yapan Yıldırım, gerçek anlamda üstün kamu yararının gözletilmesi halinde ortaya çıkacak sonucun Munzur Vadisi’ndeki HES projelerinin iptali olacağını da sözlerine ekledi.