Bolivya’nın ‘Gezi’sini anlattı

bolivyaningezisiSu Hakkı Kampanyası’nın “Ortak varlıklarımızı ve su hakkımızı savunuyoruz” sloganı ile bugün düzenlediği foruma katılmak üzere İstanbul’a gelen Herkes için Su Güney Amerika Koordinatörü Marcela Olivera, Bolivya’nın Cochabamba kentinde suyun özelleştirilmesine karşı başlatılan ve halkın zaferi ile sonuçlanan direnişi gazetemize anlattı. İspanya’nın 2011 yılı Oscar adayı filmi “Yağmuru Bile” filmine konu olan su mücadelesinin, polisin şiddeti ve hükümetin yalanları yüzündenkendileri için birçok değişikliğin de kapısını açtığına dikkat çeken Olivera “Bolivya halkı olarak sadece su şirketlerini değil bu hükümeti de istemediğimizi farkettik. Eylemlerin ardından 2003 yılında yapılan ilk seçimlerde hükümet değişti ve eylemler boyunca sokaklarda olan politikacı Evo Morales ülkenin başına geldi. Ama sorunlar hala devam ediyor. Bu sırada önemli olanın isimler değil sistem olduğunu gördük. Herşeyi kazanmış değiliz. Hiçbirşey bitmiş değil yapacak daha çok şeyimiz var” diye konuştu.

Olivera, direnişin; 1980’lerden beri özelleştirme dalgası ile ezilen Bolivya’da, hükümetin 1999 yılının kasım ayında özelleştirilmeyen son şey olan suyu da özelleştirilmesi ile başladığını söyledi. Olivera su faturalarının bir anda yüzde 200 arttığını, şahıslara ait su altyapı sistemine Amerikalı su firmasının el koyduğunu belirterek “Önce çiftçiler ‘suyun kontrolünü kaybediyoruz’ diyerek hareket geçtiler. İlk faturalar gelince herkes ayağa kalktı” dedi.

Polis şiddeti sokağa döktü

Sivil itaatsizlik eylemi yaparak yeni su faturalarını hiç ödemediklerini belirten Olivera 2000 yılının şubat ayında kentin 14 Eylül Meydanı’nda gerçekleştirilen ve Gezi eylemlerine benzer şekilde gelişen ilk büyük protestolarını şöyle anlattı:

“Yerliler, kentliler, çiftçiler, işçiler 4 koldan meydana yürüyecekti. Bolivya’da insanlar yürüyüş yapmak için izin almak zorunda değil. Ama hükümet gidişatın ciddi olduğunu anlayınca engellemek istedi. ‘Yerliler gelip şehri mahvedecekler, bunlar yağmacı’ dediler. Eyleme gelenlere plastik mermiler ve gaz ile saldırıdılar. Ben orada değildim. İlk yürüyüşte çoğu kişi yoktu zaten. Televizyonda, polisin insanlara nasıl şiddet uyguladığını görünce kadınlar, çocuklar, yaşlılar hepimiz sokağa çıktık. 2 gün polisle çatıştık. Hükümet sonunda suyu, özelleştirmeden önceki fiyata çekme sözü verdi. İlk zaferimiz bu oldu ama bu bir yalandı.”

Son dönemeç

Olivera kendilerin verilen hiçbir sözün tutulmadığını vurgulayarak Mart ayında bir adım atılması için referandum çağrısı yaptıklarını anlattı. Çağrılar hükümet kanadında yanıt bulmayında nisan ayında artık savaşın son dönemecine girdilerini belirten Olivera “Bir hafta boyunca kenti kapattık. Bu kez etrafta polis yoktu. Hükümet şubat ayındaki eylemde polis müdahalesini görüp sokağa çıkan insanlardan ders çıkarmıştı. Sokakta polis olmayınca hareket inişe geçti. Cochabamba üretici bir kent. Kendini dışarıya kapatınca bir çok kentte pazarlara ürün gitmedi. Hükümet bunun üzerine lidersiz hareketimizin 4 sözcüsünü görüşmeye çağırdı. Toplantıya giden sözcülerimiz gözaltına aldı. Haber kısa sürede yayıldı ve herkes sokaktaydı yine” diye konuştu.

Sokağa çıkma yasağı

Hükümetin eylemlere son vermek için yine bazı sözler verip tutmadığını belirten Olivera hemen sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini, sözcülerin ve harekette öne çıkan isimlerini ülkenin kuzeyindeki askeri alanda götürdüğünü belirtti.

Lidersiz hareket

Bu hareketin lidersiz olduğunu bu noktada anladıklarını vurgulayan Olivera “İnsanlar ertesi gün lidersiz de sokaklardaydı. Artık karşımızda sadece polis değil asker de vardı. Bir anda eylemler diğer kentlere yayılmaya başladı. İnsanlar günlerdir sokaktaydı ve nereye varacağını biz de bilmiyorduk” diye konuştu. Olivera bu kez 24 saat için yasalarda istedikleri yönde değişiklikler yapıldığını ifade etti. Su altyapısının tekrar kamuya verildiğini ama sistemin berbat durumda olduğunu vurgulayan Olivera “Biz ne kamu halini ne de özelleştirilmiş halini istemiyorduk. O zaman ülkeyi değiştirmeye başladık. Sokak eylemlerine destek veren Evo Morales bu yüzden yüzde 60 oyla iktidara getirdik” dedi.

Kaynak: Cumhuriyet, 2 Kasım 2013