Su Kanunu Tasarısı Değerlendirme ve Öneriler – İkinci Bölüm

Maddeler Öneriler Gerekçeler
İKİNCİ BÖLÜM
Su Kaynaklarının Varlıklarının Planlanması ve Geliştirilmesi, Korunması, İzleme ve Denetim, Su Yönetimi Yüksek Koordinasyon Kurulu, Havza Yönetim Birimi
Ulusal su planı Ulusal Su planı
MADDE 6 – (1) Bakanlıkça, su kaynaklarının miktar ve kalite açısından mevcut ve gelecekteki durumu dikkate alınarak; sosyal, ekonomik ve ekolojik ihtiyaçları karşılayacak bir Ulusal Su Planı hazırlanır. Bu plan, Yüksek Planlama Kurulu kararı ile yürürlüğe girer ve ihtiyaç olması durumunda güncellenir. (1) Bakanlıkça, Su Koordinasyon Kurulu’nca miktar ve kalite açısından mevcut ve gelecekteki durumu dikkate alınarak; sosyal, ekonomik ve ekolojik ihtiyaçları öncelikli olarak karşılayacak, daha sonra ekonomik taleplere cevap verecek bir Ulusal Su Planı hazırlanır. Bu plan, Yüksek Planlama Kurulu Su Koordinasyon Kurulu kararı ile yürürlüğe girer ve ihtiyaç olması durumunda yine ilgili birimce güncellenir. Türkiye’nin her havzasından, Bakanlık’tan ve ilgili yerel kurumlardan gelecek temsilcilerin oluşturduğu bir Su Koordinasyon Kurulu oluşturulmalıdır. Ancak su planlamasının esas olarak havzalar ölçeğinde yapılması gerekir. Tüm bu planların ortaklıklarının yer aldığı kısımlar ise Su Planı’nın çerçevesi içinde yer alır.
Havza yönetim planı
MADDE 7 – (1) Ulusal su planı ile uyumlu olacak şekilde, katılımcı bir yaklaşımla her havza için, suyun akılcı kullanımını ve çevresel hedefleri, bu hedeflere ulaşmak için kurak dönemlerde su yönetimini de dikkate alan tedbirler programını ihtiva eden havza yönetim planı bakanlık koordinasyonunda hazırlanır veya hazırlatılır. Havza yönetim planları bakanlık tarafından onaylanır. Ulusal su planı ve havza yönetim planlarının hazırlanmasında ve uygulanmasında uyulacak usûl ve esaslar yönetmelikle belirlenir. (1) Havza yönetim planı, demokratik katılımcı bir yaklaşımla hazırlanır.(a) Havza planı, her havza için, su varlıklarının ve canlı hayatının korunmasını, iyileştirilmesini, su varlıklarının ekolojik ve insani kullanım amaçlı sürdürülebilirliğini sağlamak üzere çevresel hedefleri içerir.(b) Çevresel hedeflere ulaşmak için kurak dönemlerde su yönetimini de dikkate alan tedbirler programını ihtiva eden havza yönetim planı, havza yönetim birimlerince hazırlanır.

(c) Havza yönetim planları, Su Koordinasyon Kurulu tarafından onaylanır. Su planı ve havza yönetim planlarının hazırlanmasında ve uygulanmasında uyulacak usûl ve esaslar yönetmelikle belirlenir.

11. ve 13. maddelerdeki anlayışın bir yansıması olarak karar verici organın yapısı/bileşenleri değiştirilmelidir.
(2) Havza yönetim planlarında belirtilen tedbirler alınmasına rağmen tanımlanan hedeflere ulaşmanın, teknik, ekonomik sebepler veya tabii afetler sebebiyle imkânsız olduğu durumlarda, gerekçeler dikkate alınarak plan hedefleri değiştirilebilir.
Taşkın kontrolü, taşkın yönetim planı
MADDE 8 – (1) Taşkın sulara ilişkin olarak aşağıdaki hususlar dikkate alınır: 11 ve 13. maddelerdeki anlayışın bir yansıması olarak karar verici organın yapısı/bileşenleri değiştirilmelidir.
a) Her havza veya alt havza için muhtemel taşkınların oluşturacağı risk ve zararların belirlenmesi, önlenmesi ve planlanmasına yönelik taşkın yönetim planı Bakanlık tarafından hazırlanır veya hazırlatılır. a) Her havza veya alt havza için öncelikle taşkın bölgelerinin imara açılmaması kaydıyla muhtemel taşkınların oluşturacağı risk ve zararların belirlenmesi, önlenmesi ve planlanmasına yönelik taşkın yönetim planı Bakanlığın tarafından koordinasyonunda havza yönetim birimlerince hazırlanır veya hazırlatılır. Yönetim birimlerini devletin merkezi yapıları değil, havzanın doğal sınırları içindeki yerel yönetimler belirlemelidir. Bakanlık sadece havzalar arasındaki iletişim, işbirliği ve bilgi paylaşımı gibi koordinasyon başlığı altından toplanabilecek faaliyetlerden sorumludur. Bakanlık bu hazırlıkları kontrol eder ve denetler.
b) Kadastro çalışmaları sırasında taşınmazların tahdit, tespit ve tescilinde, taşkın kriterlerine uygun olarak dere yatak genişliği esas alınır. Tabii akışa imkan verecek şekilde dere yatakları tescil dışı bırakılır.
c) Yerleşim yerlerinin imar planlarının hazırlanması esnasında taşkın yönetim planlarına uyulması mecburidir.
ç) Akar ve kuru dere yataklarında mevcut ve yeni yapılacak olan tabii akışı değiştirecek veya taşkın akış kesitini etkileyebilecek bütün yapılar için Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün izni alınır. (ç) Akar ve kuru dere yataklarında mevcut ve yeni yapılacak olan tabii akışı değiştirecek veya taşkın akış kesitini etkileyebilecek bütün yapılar yapı inşasına izin verilmez için Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün izni alınır. Amik Gölü havzasına inşa edilen havalimanı bunun en somut örneklerindendir. Havzanın doğasına aykırı şekilde inşa edilen bu yapı her sene sular altında kalmakta ve her açıdan kamuyu zarara uğratmaktadır. Zarar sadece mala mülke değil, bazen cana da gelmektedir. 2012 Temmuzunda Samsun Canik’te 70 metrelik dere yatağı, zamanla 20 metreye indirilip bölge imara açılınca şiddetli yağışla taşan nehir TOKİ’nin yaptığı evleri yutmuş, 6’sı çocuk 9 kişi hayatını kaybetmiştir.
Su Kaynaklarının Korunması Su Kaynaklarının Varlıklarının Korunması
MADDE 9 – (1) Korunması gereken alanların belirlenerek koruma statüsü verilmesi ve bu alanlara özel çevresel hedeflerin belirlenmesi öncelikli olarak yapılır. (1) Korunması gereken alanların belirlenerek alanlara koruma statüsü verilmesi ve bu alanlar için özel çevresel hedeflerin belirlenmesi uluslararası anlaşmalar da dikkate alınarak öncelikli olarak yapılır.
(2) Su kütlelerinde iyi su durumunun korunması için asgari su akışı sağlanır. (2) Su kütlelerinde varlıklarında iyi su durumunun korunması için asgari optimum su akışı sağlanır. İyi su durumunun şartı olan canlı hayatın devamı söz konusu olduğunda “asgari” diye bir belirleme olamaz. Tasarıda belirtilen “asgari su akışı” en iyi ihtimalle orta ya da uzun vadede ekosisteme zarar verecektir. Bu nedenle en uygun miktar olan “optimum”un hedeflenmesi gerekir.
(3) Su yapılarının planlanmasında tabii hayatın devamlılığını sağlayıcı tedbirler alınır. (3) Su yapılarının planlanmasında tabii hayatın devamlılığını sağlayıcı tedbirler alınır sağlamak esastır. “Tedbir almak” hem muğlak, hem de zayıf bir tanımlamadır. Planlamanın tabii hayatın devamlılığını mutlak şekilde sağlayacak biçimde yapılması şarttır.
(4) İçme ve kullanma suyu temin edilen veya edilmesi planlanan su kaynaklarında uygulanabilir en iyi su arıtma teknolojisi kullanılarak insan sağlığı açısından içilebilir su elde edilmesine imkân sağlayacak su kalitesi sağlanır. (4) İçme ve kullanma suyu temin edilen veya edilmesi planlanan su kaynaklarında varlıklarında uygulanabilir en iyi su arıtma teknolojisi teknikleri ve teknolojileri kullanılarak insan sağlığı açısından içilebilir su elde edilmesine imkân sağlayacak su kalitesi sağlanır. En iyi tekniği ve teknolojiyi kullanmak diye bir durum mevzu bahis olamaz. Zira suyun arıtılması yerelden yerele farklılık gösteren, standartlaştırılamayacak kadar farklı yöntemlerle yürütülmesi gereken bir iştir. En iyi olduğu iddia edilen teknolojinin ekonomik, ekolojik ve sosyal maliyetleri vardır. Değerlendirmede bunların üçü de hesaba katılmalıdır. Bazen geleneksel yöntemlerin ekonomik, ekolojik ve sosyal maliyeti daha düşük olabilir. Bu durumda “en iyi teknoloji”yi kullanmakta diretmek, teknoloji müsrifliği anlamına gelecektir. Bu tip ifadelerle en iyi teknolojiyi kullanmak adı altında çeşitli ihale yolsuzluklarına da kapı açılmaktadır.
(5) İçme ve kullanma suyu temin edilen veya edilmesi planlanan su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir kullanımının sağlanması için, su kaynağının beslenme havzasında arazi kullanımı, izin verilemeyecek faaliyetler ve kirletici kaynaklarda alınacak tedbirlerin belirlenmesi için bakanlıkça gerekli çalışmalar yapılır. (5)İçme ve kullanma suyu temin edilen veya edilmesi planlanan su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir kullanımının sağlanması için, su kaynağının beslenme havzasında arazi kullanımına izin verilemeyecek faaliyetler ve kirletici kaynaklarda alınacak tedbirlerin belirlenmesi için bakanlıkça gerekli çalışmalar yapılır verilmez.
(6) Su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımını sağlamak maksadıyla çevresel hedefler ve çevresel kalite standartları bakanlıkça belirlenir. (6) Su kaynaklarının varlıklarının sürdürülebilir kullanımını sağlamak maksadıyla, evrensel kriterler esas alınarak çevresel hedefler ve çevresel kalite standartları bakanlıkça belirlenir.
(7) Atık suların alıcı ortam deşarj standartları ile ilgili düzenlemeler çevresel kalite standartları dikkate alınarak Bakanlıkça yapılır.
(8) Jeotermal suların alıcı ortama deşarjında standartlarını sağlaması esas olup, bunun gerçekleştirilememesi durumunda ise DSİ tarafından uygun görülecek derinliğe reenjeksiyon yapılır. (8) Jeotermal suların alıcı ortama deşarjında standartlarının sağlaması esastır. olup, bunun gerçekleştirilememesi durumunda ise DSİ tarafından uygun görülecek derinliğe reenjeksiyon yapılır.
(9) Su yataklarında yapılacak her türlü fiziki düzenlemede tabii akış mecrasının ve canlı hayatın korunması için uygun tedbirler alınır. (9) Su yataklarında yapılacak her türlü fiziki düzenlemede tabii akış mecrasının ve canlı hayatının korunması için uygun tedbirler alınır esastır. Burada “uygun tedbirler” gibi muğlak ifadeler yerine, “korunması esastır” gibi net bir anlatım olmalıdır.
(10) Göller, rezervuarlar ve yeraltı su kütlelerinden su çekilmesinde su kütle dengesinin bozulmaması sağlanır. (10) Göller, rezervuarlar ve yeraltı su kütlelerinden varlıklarından çekilecek su miktar çekilmesinde su kütle dengesinin bozulmaması sağlanır su varlıklarının kendilerini yenileme kapasitesini aşamaz. “Su kütle dengesi” ifadesi yerine, “kendini yenileme kapasitesi” ifadesi daha anlaşılır olacaktır. Su varlıkların aşırı kullanımının engellenmesi için bu ifade gereklidir.
(11) Su kaynaklarının ve kıyı sularının kirlenmesine yol açan kirleticileri üretenler, kirlenmenin önlenmesi için gerekli tedbirleri almak, yetkili idareler ise gerekli tedbirlerin alınmasını sağlamakla mükelleftirler.
(12) Termal ve jeotermal su kaynaklarının miktar ve kalite olarak korunması ve sürdürülebilir kullanımının sağlanması için gerekli tedbirler ilgili idarece alınır veya aldırılır. (12) Termal ve jeotermal su kaynaklarının miktar ve kalite olarak korunması ve sürdürülebilir kullanımının sağlanması için gerekli tedbirler ilgili idarece alınır veya aldırılır ve bu tedbirlere uyulması ilgili idarece denetlenir. Bu fıkranın son iki kelimesi sakıncalı bir duruma kapı aralamaktadır. Su varlıklarının korunmasında alınacak tedbirler sadece ilgili idare tarafından alınır. Bu sorumluluk bir başka kuruma devredilemez. Örneğin bu iş özel şirketlere bırakılırsa şirketler arasında çıkar ilişkileri olabileceği için çeşitli usulsüzlükler ortaya çıkabilir.
(13) Mücbir sebepler ve beklenmeyen hallerde su kaynağının korunması için gerekli olan her türlü müdahale gecikmeksizin yetkili idare tarafından yapılır veya yaptırılır. (13) Mücbir sebepler ve beklenmeyen hallerde su kaynağının korunması için gerekli olan her türlü müdahale gecikmeksizin yetkili idare tarafından yapılır. veya yaptırılır. 12. fıkra için söz konusu olan sakınca bu fıkra için de geçerlidir.
(14) İhtiyaç olması ve potansiyelin de yeterli olması halinde havzalar arası su aktarımı yapılabilir. (14) İhtiyaç olması ve potansiyelin de yeterli olması halinde havzalar arası su aktarımı yapılabilir. Bir havzanın su potansiyelinin havzası içerisinde değerlendirilmesi esastır. Afet durumunda sadece insani kullanım için bir havzadan başka bir havzaya su aktarımı yapılabilir.
İzleme, denetim, bilgi verme ve bildirim yükümlülüğü
MADDE 10 – (1) Su kaynaklarının ve doğal mineralli suların kullanım maksadına, çevre ve insan sağlığına uygun olarak yönetimi açısından deşarjlarda ve alıcı ortamda izleme ve denetim faaliyetleri, bakanlık tarafından yapılır veya yaptırılır. (1) Su kaynaklarının varlıklarının ve doğal mineralli suların kullanım maksadına, çevre ve insan sağlığına uygun olarak yönetimi açısından deşarjlarda ve alıcı ortamda izleme ve denetim faaliyetleri, bakanlık ve havza yönetim birimleri tarafından yapılır veya yaptırılır. Bu maddenin ilk fıkrasında izleme, denetim, bilgi verme ve bildirim yükümlülüğü konularında tek merci bakanlıktır. Bu da yönetimde merkeziyetçiliği sağlamlaştıran bir durumdur. Merkeziyetçilikten uzaklaşmanın yolu, havza yönetim birimlerini de işe dâhil etmektir. Böylece sorunlar yerinde saptanacak, denetlenecek ve konu hakkında bilgi kaynağından verilecektir.
(2) Su kaynaklarının ve doğal mineralli suların tahsis maksatlarına ve şartlarına uygun olarak kullanılmasının temini için gerekli denetimler, DSİ tarafından yapılır veya yaptırılır; gereken yaptırımlar DSİ tarafından uygulanır. (2) Su kaynaklarının varlıklarının ve doğal mineralli suların tahsis maksatlarına ve şartlarına uygun olarak kullanılmasının temini için gerekli denetimler, DSİ Bakanlık tarafından yapılır veya yaptırılır; gereken yaptırımlar DSİ Bakanlık tarafından uygulanır. Birinci fıkradaki açıklamalara ek olarak, DSİ değil, bakanlık yaptırımların uygulanmasından sorumludur.
(3) Su kaynaklarının, doğal mineralli suların, nitelik ve nicelik bakımından korunmasına yönelik denetimler bakanlıkça, jeotermal suların korunmasına yönelik denetimler ilgili idarelerce yapılır ve gerekli yaptırımlar uygulanır. (3) Su kaynaklarının varlıklarının ve doğal mineralli suların, nitelik ve nicelik bakımından korunmasına yönelik denetimler Bakanlık ve havza yönetim birimleri bakanlıkça, jeotermal suların korunmasına yönelik denetimler ilgili idarelerce tarafından yapılır. Gerekli yaptırımlar Kurul tarafından uygulanır. İlk fıkradaki açıklama geçerlidir.
(4) İnsani maksatlarla tüketilen suların kalitesinin insan sağlığına uygunluğu, yetkili idarece belirlenen kriterler çerçevesinde ilgili idare tarafından denetlenir ve gerekli yaptırımlar uygulanır. (4) İnsani maksatlarla tüketilen suların kalitesinin insan sağlığına uygunluğu, yetkili idarece Çevresel Kalite Standartlarınca belirlenen kriterler çerçevesinde bakanlık ve havza yönetim birimleri tarafından denetlenir ve gerekli yaptırımlar bakanlıkça uygulanır. Çevresel Kalite Standartları tüm dünyada geçerliliği olan ve yoruma mahal bırakmayacak kriterlerdir. Bunların belirlenmesinde değil, uygulanmasında yerel yönetimler de devreye girer. Denetleme sonucu gereken yaptırımların uygulayıcısı ise Bakanlık’tır.
(5) Bakanlıkça yapılacak denetimlere ait usûl ve esaslar yönetmelikle belirlenir, gerektiğinde denetleme yetkisi, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne, il özel idarelerine, büyükşehir belediye başkanlıklarına devredilebilir. 5) Bakanlıkça yapılacak denetimlere ait usûl ve esaslar yönetmelikle belirlenir, gerektiğinde denetleme yetkisi, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne, il özel idarelerine, büyükşehir belediye başkanlıklarına havza yönetim birimlerine devredilebilir. Denetim yerinden yapılmalı, dolayısıyla Bakanlık ve havza yönetim birimleri bu işi üstlenmelidir. Denetim yetkisi ve görevinin harici kurumlara devredilmesi söz konusu olamaz.
(6) İlgililer, bakanlığın veya denetimle yetkili diğer mercilerin isteyecekleri bilgi ve belgeleri vermek, yetkililerin yaptıracakları analiz ve ölçümlerin giderlerini karşılamak, denetim esnasında her türlü kolaylığı göstermek zorundadırlar.
(7) İlgililer, su kaynaklarının kirliliğine sebep olabilecek faaliyetleri ile ilgili olarak, bilgi ve belgeleri talep edilmesi halinde bakanlığa veya yetkili denetim birimine vermek zorundadırlar.
Su yönetimi yüksek kurulunun kuruluşu, görev ve yetkileri Su yönetimi yüksek kurulunun Su Koordinasyon Kurulu kuruluşu, görev ve yetkileri
MADDE 11 – (1) Suyun bütüncül havza yönetimi anlayışı çerçevesinde etkili yönetimi için üst düzeyde koordinasyonu ve işbirliğini sağlamak üzere su yönetimi yüksek kurulu kurulmuştur. (1) Suyun bütüncül havza yönetimi anlayışı çerçevesinde etkili yönetimi için üst düzeyde koordinasyonu ve işbirliğini sağlamak üzere su yönetimi yüksek kurulu Su Koordinasyon Kurulu kurulmuştur. Su yönetimi ile ilgili ulusal ve yerel düzeyde oluşturulan kurul ve kuruluşların temel sorunu yönetim anlayışıdır.Alternatif tasarımıza temel teşkil eden ilkelerden biri, su varlıkları hakkında, hangi düzeyde olursa olsun, karar alma süreçlerinde mutlaka su varlıklarından doğrudan yararlanan ve etkilenen yerel halkın katılımının şart olduğudur.Hâlihazırda ülkemiz idare sisteminin merkezi idare prensibiyle yürütülmesi bu tasarıda ve başka tasarılarda yer alan karar alıcı organların kabul edilebilirliğini etkilemektedir.

Yerinden yönetim ilkesinin etkinleştirilmesi çağımızda zorunluluk haline gelmiştir.

Bunun yansıması olarak su varlıklarıyla ilgili karar süreçlerinde ilgili ve uzman kurumların temsilcilerinin bulunması kadar, yerel halkın katılımı da esas olmalıdır. Su Yönetim Yüksek Kurulu yerine, kararların yerelden alındığı ve ortak bir su planı çerçevesinde uygulanmasını sağlayacak olacak kurum, Su Koordinasyon Kurulu’dur.

(2) Kurulun başkanı, Orman ve Su İşleri Bakanıdır. Kurul; Bilim Sanayi ve Teknoloji, Çevre ve Şehircilik, Dışişleri, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Gıda Tarım ve Hayvancılık, İçişleri, Kalkınma ve Sağlık Bakanlarından oluşur. (2) Kurulun başkanı, Orman ve Su İşleri Bakanıdır. Kurul; Bilim Sanayi ve Teknoloji, Çevre ve Şehircilik, Dışişleri, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Gıda Tarım ve Hayvancılık, İçişleri, Kalkınma ve Sağlık Bakanlarından ve Havza Yönetim Birimi Başkanlarından oluşur. Önerdiğimiz Su Koordinasyon Kurulu’nda ilgili bakanlıklar yer alacaktır. Ancak su yönetimi havza bazlı olması gerektiğine göre, her bir havzanın temsilcisinin bu kurulda yer alması gereklidir. Bu kurulun oluşabilmesi için ilk atılması gereken adım, yerel yönetimlerin özerkliğinin düzenlenmesidir.
(3) Su yönetimi yüksek kurulu toplantılarına konuyla ilgili bakanlar ve kamu görevlileri ile özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerin temsilcileri de davet edilebilir. (3) Su yönetimi yüksek Koordinasyon Kurulu toplantılarına konuyla ilgili Havza Yönetim Birimi başkanları, bakanlar ve kamu görevlileri ile özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerin temsilcileri de davet edilebilir.
(4) Su yönetimi yüksek kurulunun görev ve yetkileri şunlardır; (4) Su yönetimi yüksek kurulunun Su Koordinasyon Kurulu’nun görev ve yetkileri şunlardır;
a) Sürdürülebilir su yönetimi için ulusal politikaları belirlemek ve kurumlar arasıişbirliğini sağlamak,
b) Su yönetimine ilişkin olarak, kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılan uygulamaları değerlendirerek uygulamada tespit edilen aksaklıkların giderilmesi için gerekli kararları almak ve ilgili kurum ve kuruluşlara bildirilmesini sağlamak,
c) Kurul kararlarının uygulama süreçlerini izlemek, değerlendirmek,
ç) Havzalar arasında su aktarımı konusunda karar almak, ç) Afet durumunda sadece insani kullanım amacıyla havzalar arasında su aktarımı konusunda karar almak, Bir havzanın su potansiyelinin havza içerisinde değerlendirilmesi esasının korunması gereklidir. Havzalar arası su tahsisi, afet durumunda sadece insani kullanımla sınırlandırılmalıdır.
(5) Kurulun çalışma usül ve esasları yönetmelikle belirlenir.
Havza Yönetim Biriminin kuruluşu, görev ve yetkileri
MADDE 12 – (1) Havza sınırları içinde yer alan tüm varlıkların ve etkenlerin birbirine bağlı olduğundan hareketle sorunları oluşmadan bertaraf etmek, yerinde tespit etmek ve çözmek için bir araya gelen ve havza içinde bulunan insan gruplarını temsil etmek için bu birim kurulmuştur.
(2) Havza içinde yer alan; belediyelerin başkanları, Orman ve Su İşleri Bölge Müdürü, DSİ Bölge Müdürü, Su ve Kanalizasyon İdaresi Başkanları, İl Sağlık Müdürleri, Kent Konseyi Başkanları, ilgili sendika ve meslek odası temsilcileri Havza Yönetim Birimi’ni oluşturur. Havza Yönetim Birimi’nin başkanlığını her yıl havzadaki belediye başkanlarından biri dönüşümlü olarak yapar. Önerdiğimiz Su Koordinasyon Kurulu’nda ilgili bakanlıklar yer alacaktır. Ancak su yönetimi havza bazlı olması gerektiğine göre, her bir havzanın temsilcisinin bu kurulda yer alması gereklidir. Bu kurulun oluşabilmesi için ilk atılması gereken adım yerel yönetimlerin özerkliğinin düzenlenmesidir.
(3) Havza Yönetim Biriminin toplantılarına konuyla ilgili bakanlar ve kamu görevlileri ile özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerin temsilcileri de davet edilebilir. Havza yönetim birimlerinde demokratik katılımcılığın yerleştirilmesi ve işler hale getirilmesiyle, bu fıkrayı doğuran ihtiyaç ortadan kalkacaktır. Esas olan üst düzey kurumların katılımı düzenlemek değil, yerel ölçekte katılımın gerçekleşmesini sağlamaktır.
(4) Havza Yönetim Biriminin görev ve yetkileri şunlardır;
a) 11. ve 13. maddeler doğrultusunda havza bazında su yönetim planı oluşturmak ve oluşturulan planı Kurul’a sunmak,
b) Su yönetimine ilişkin olarak, kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılan uygulamaları değerlendirerek uygulamada tespit edilen aksaklıkların giderilmesi için gerekli kararları almak ve ilgili kurum ve kuruluşlara bildirilmesini sağlamak,
c) Kurulca belirlenen Su Planı’nı uygulamak.
(5) Kurulun çalışma usul ve esasları yönetmelikle belirlenir.

 

Sonraki sayfa: Su Kanunu Tasarısı Değerlendirme ve Öneriler – Üçüncü Bölüm