İçme suyunun sadece klorlanması kesin çözüm değil!

klorlamak-suyu-temizlemeye-yetmiyorKaynak: Prof. Dr. O. Bektaş, Haber61net, 23 Ağustos 2015

Günümüzde, az gelişmiş ülkelerde, temiz içme suyu temini, yerel yönetimlerin çabalarından çok, bilinçli, bilgili toplumların öncelikleri ile sağlanmaktadır.

Çünkü siyasilerin öncelikleri genelde halkın sağlığından çok onlardan alacaklara oya endekslidir.

Trabzon-Arsin ve çevresinde yaşayan kişilerde görülen mide bulantısı, kusma ve mide ağrıları şikayetleri temiz içme suyunun önemini bir kez daha gündeme taşımıştır.

Vücudumuzun veya organlarımızın yapı taşları hücrelerdir.

Hücreler ne kadar sağlıklı ise sağlığımızda o ölçüde iyidir.

Sağlıklı hücre için gerekli üç unsur:

Temiz içme suyu

Temiz hava

Çok yönlü beslenme

İşte uzun sağlıklı yaşamanın temel faktörleri!

Sağlığımıza önem veriyorsak içme suyuna da çok dikkat etmek gerekiyor.

Çünkü hızla artan nüfus, sanayileşme ve şehirleşme, temiz içilebilir suyun azalmasına neden olduğu gibi temiz suyun daha da fazla kirlenmesine sebebiyet vermektedir.

Suyun kirli olduğunu çoğu kez renginden ve kokusundan anlayabiliyoruz.

Ancak temiz görünen suyun içinde gözle göremediğimiz bakteriler, mikroplar, zehirli maddeler ve ağır metallerde bulunabiliyor.

Ülkemizde çoğu belediyeler kirli suyu sadece havuzlarda dinlendirerek ve daha sonra mikroplardan arındırmak amacıyla klorla dezenfekte ederek halka servis etmektedir.

Ancak mikroplu suyu temizlemek için kullanılan gereğinden fazla klor, kanserojen kloramin maddesine dönüşerek mide kanserinden, meme ve akciğer kanserine kadar yaygın hastalıklara neden olmaktadır.

Ya suda göremediğimiz arıtılmamış toksin maddeler ve ağır metaller?

Temiz su kayaçlar içerisinden geçerken bünyesine başta zehirleyici arsenik yanında bakır, kurşun, krom, demir vb. elementler alabiliyor.

Bu elementlerce zengin suyu içersek zamanla vücudumuzda biriken bu maddeler çeşitli kanser hastalıklarına neden olmaktadır.

Gözle göremediğimiz bu tür elementler klorlamadan sonrada içme suyunun içinde kalarak vücudumuzda birikiyor!

Tıpkı kireçli su dediğimiz kalsiyum ve magnezyumca zengin suyu çaydanlıkta kaynattıktan sonra zamanla çaydanlığın dibinde birken kireç tortulu gibi.

Bu konuda Dünya Sağlık Örgütü tüm ülkeleri uyarmakta, kimyasal kirli suların belirli periyotlarla analiz edilmesini, eşik değeri aşan kirli suların kimyasal arıtmaya tabii tutulmasını, ölçüm değerlerinin de sürekli olarak halkla paylaşılmasını istemektedir.

Ancak ülkemizdeki kimyasal kirli içme sularının çoğu kimyasal arıtmaya tabi tutulmadan sadece basit klorlamayla halka dağıtıldığı, halkın bu konuda bilgilendirilmediği de bir gerçektir.

Öte yandan, bölgesel olarak, içme suları ile kanser arasında var olan ilişkiyi saptayan bir çok bilimsel çalışmayı da dikkate alırsak içme suyunun sağlığımız açısından ne kadar önemli olduğu sonucuna bir kez daha ulaşabiliriz.

Özetle kirli su vücudumuzu iki şekilde kirletiyor ve zehirliyor:

1- Mikropların kısa zaman içerisinde neden oluğu karın ağrısı, mide bulantısı ve kusma belirtisi ile ortaya çıkan çeşitli hastalıklar.

2- Arsenik ve diğer ağır metallerin uzun zaman süresinde yavaşça vücudumuzda birikmesiyle neden olduğu çeşitli kanser hastalıkları.

Günümüzde, az gelişmiş ülkelerde, temiz içme suyu temini yerel yönetimlerin çabalarından çok, bilinçli, bilgili toplumların öncelikleri ile sağlanmaktadır.

Çünkü siyasilerin öncelikleri, genelde halkın sağlığından çok onlardan alacaklara oya endekslidir.