28 Nisan’da Hasankeyf ve Sur için yirmi ülkede eylemler yapılacak

Hasankeyf’in ve Sur’un herkese ait ortak bir miras olduğunu vurgulayan Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi, yapılacak eylemlere katılım çağrısında bulundu.

Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi, “28 Nisan Hasankeyf ve Sur Küresel Eylem Günü” dolayısıyla dünya çapında düzenlenecek eylem ve etkinliklere ilişkin yazılı açıklama yaptı. Sur ve Hasankeyf’te tarihsel, politik, ekolojik ve kültürel kırımın olduğu vurgulanan açıklamada, “Sur ve Hasankeyf antik kentlerini sahiplenmeye davet ediyoruz” denilerek eylemlere katılım çağrısı yapıldı.

Açıklama şöyle:

Diyarbakır’ın önemli tarihi mekânlarından biri olan Sur ilçesi ve Ilısu barajı nedeniyle sular altında kalacak 12 bin yıllık geçmişi olan Batman’ın Hasankeyf ilçesi için Mezopotamya Ekoloji Hareketi, Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi, Sur’un Yıkımına Hayır Platformu ve Sur’la Dayanışma Platformu’nun 28 Nisan’da Hasankeyf ve Sur Küresel Eylem Günü dolayısıyla yaptığı çağrılar karşılık buldu.

Hasankeyf Yaşatma Girişimi ve Mezopotamya Ekoloji Hareketi Uluslararası İlişkiler Sözcüsü Ercan Ayboğa, çağrının dünya genelinde yankı bulduğunu ve 20 ayrı ülkede birçok noktada eylem ve etkinlik hazırlıklarının sürdüğünü söyledi. Almanya’da 5 ayrı noktada eylem yapılacağını dile getiren Ayboğa, önceki yıllardan farklı olarak Sur’da yaşanan yıkımı da gündemleştirerek daha kitlesel eylemler beklediklerini ifade etti.

Almanya’dan ABD’ye, İran’dan Irak’a 20’yi aşkın ülkede yaptıkları çağrıların karşılık bulduğunu ifade eden Ayboğa, “Geçmiş yıllarda çok eylemler yaptık ve hepsi de etkili eylemlerdi. Geçmiş yıllarda yaptığımız eylemler sonrası hükümetler kredi teminatlarını geri çekmek zorunda kaldı. Geçmişte Hasankeyf için yaptıklarımız nasıl etkili oldu ise bu yıl da öyle olacak. Yıkımın durmasını sağlamayı hedefliyoruz. Son iki yıldır Hasankeyf Küresel Eylem Günü yapıyorduk ve iki yıllık tecrübemiz ile birlikte bu yıl ise 28 Nisan’da Hasankeyf ve Sur Küresel Eylem Günü için çağrılar yapıyoruz ve karşılık bulmaya devam ediyor. 28 Nisan’da Hasankeyf ve Sur’un direndiğini ve bu yıkıma karşı bir direşin olduğunu tüm dünyaya göstereceğiz” diyerek yapılacak eylemlere ilişkin bilgi verdi.

2006-2009 yılları arasında Avrupa’da Hasankeyf için yapılan etkinlikler sonrası Avrupalı finansörlerin kredilerini çektiklerini, hükümetlerin de teminatlarını geri çekmek zorunda kaldığı hatırlatmasında bulunan Ayboğa, “Avusturya’da dünyanın en büyük hidroelektrik firmalarından birisi olan Andritz Group diğer tüm Avrupalı şirketlerin, yani Almanya ve İsviçre’nin hisselerini aldığı biliniyor. Avrupalı finansörlerin teminatlarını çekmesi ile birlikte finans ve kredileri Türk firmaları karşılamaya başladı. Akbank, Halkbank ve Garanti Bankası Hasankeyf’in yıkımı için gerekli kredileri sağladı fakat teminatların ise Türk Hükümeti mi veya hangi ülke olduğu ise sır gibi saklanıyor. Bu anlamıyla Avrupa’da ve dünyanın herhangi bir yerinde yapılacak eylemin etkisi önemlidir. Hasankeyf rant için kurban edildiğinin en somut göstergeleri bunlardır” dedi.

Hasankeyf ve Sur’un aynı etkinlik kapsamında buluşması hem coğrafya hem de Kürt halkı için önemli bir yanı olduğuna dikkat çeken Ayboğa, “Kürtler açısından Sur ve Hasankeyf’in önem derecesi aynıdır. Hasankeyf nasıl ki rant için yok ediliyorsa yıkımın diğer tarafı Sur ise Kürtlere yapılan diğer baskı ve talan biçimi yani savaşı temsil ediyor. Nusaybin ve Cizre’de büyük yıkımlar yaşandı. Sur’un bunlardan farkı ise Sur’da halen bir yaşam var ve insanların evlerine zorla el konulup yıkılıyor. Hasankeyf rantın Sur ise savaşın yıkımını temsil ediyor” dedi.

Yapılacak eylem ve etkinliklerin küçümsenmemesi gerektiğini vurgulayan Ayboğa, “Yapılacak her eylemi önemsiyoruz. Bu yüzden siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, çevre örgütleri kendisine duyarlıyım diyen herkesi Hasankeyf’e ve Sur’a sahip çıkmaya davet ediyoruz. Tüm dünyada bu eylemler yapılırken Türkiye’de özellikle de Hasankeyf ve Sur’da yapılması daha önem arz ediyor. O yüzden Türkiye’nin her noktasından eylem ve etkinlikler olması ne kadar önemli ise Hasankeyf ve Sur’da da olması o derece önemlidir. DSİ deyim yerinde ise sürekli ‘Hasankeyf yıkıldı bitti’, ‘su tuttu’ algısı yaratıyor. Oysaki öyle değil, bu eylemler onlara mücadelenin bitmediğini gösterecek. Onların amaçları bir direnişin olmadığı algısını yaratmak. Biz ise önce bu algıyı yıkıp tüm dünyaya Hasankeyf için mücadelenin bitmediğini yeniden göstereceğiz. Hasankeyf için çıkartılacak her ses o yıkımın sesini durduracaktır” şeklinde konuştu.