Türkiye’de uç iklim olayları

2018 Haziran ayı içinde yaşanan sel felaketlerinde 8, yıldırım düşmesi sonucu ise 11 kişi yaşamını yitirdi. Ölüme neden olan felaketler şunlar:

-17 Haziran: Manisa’nın Selendi ilçesi’nde sele kapılarak kaybolan 4 yaşındaki Rüzgar Kemal Özdemir’in cansız bedeni olaydan bir gün sonra kaybolduğu yerden 15 kilometre uzakta bulundu.
-13 Haziran: Kahramanmaraş’ın Akçakoyunlu Mahallesi’nde 4 katlı binanın giriş katını su basması sonucu Fatma Uşak (38) ile çocukları Mevlüt (10) ve Ali Osman (4) boğularak yaşamını yitirdi.
-12 Haziran: Muş’un Korkurt İlçesi’ndeki sel felaketinde 17 yaşındaki zihinsel engelli Ferhat Yaman ve 15 yaşındaki Osman Yener hayatını kaybetti.
-27 Mayıs: Balıkesir’de 72 yaşındaki İsmail Çelik kendine ait zeytin bahçesinde çalışırken sel sularına kapılarak hayatını kaybetti.
-7 Mayıs: Şanlıurfa’da 13 yaşındaki Teknur Karayılan sel sularına kapılarak hayatını kaybetti.

Genel verilere bakacak olursak Türkiye’de en sık yaşanan doğal afetler; fırtına, seller, kuraklık ve orman yangınlarıdır. 1940 yılından 2016 yılına kadar Türkiye‟de yaşanan doğal afetlerin yıllara göre sayılarının arttığını görüyoruz.

1940-2016 yılları arasında Türkiye’de gözlenen meteorolojik karakterli doğal afetler

2016 yılına bakıldığında Türkiye‟de gerçekleşen doğal afetlerin sırasıyla yağış ve sel, fırtına, dolu, kar, yüksek sıcaklık ve kuraklıktır. Bu afetler Türkiye‟de yaşanan doğal afetlerin %97’sini oluşturmaktadır. Sis, heyelan, orman yangını, çığ ve don %3’lük bölümde yer almaktadır.

2016 yılında Türkiye’de gerçekleşen doğal afetler ve gerçekleşme yüzdeleri

2016 yılında en çok yağış ve sel afetleri fazladan aza sıralanacak şekilde Karadeniz (41), Ege (25), Akdeniz (20) ve İç Anadolu (17)’dur. 2016 yılında En çok yağış ve sel afeti İzmir’de gerçekleşmiştir ve bu sayı 10’dur. Ayrıca Aydın İlinde 9 ve Ordu’da ise 6’dır. Türkiye geneline bakıldığında ise 2016 yılında toplam 134 tane sel felaketi yaşanmıştır.

Bu veriler bize gerekli tedbirlerin alınmadığını da gösteriyor. İklim değişikliğine karşı kent ve kırın hazırlıklı olması için uyum faaliyetlerine başlanmadığını görüyoruz. Uyum çalışmaları için kentlerde taşkınları önleyecek, sel felaketlerini önleyecek çalışmalar yapılmalıdır. Bunun için Genelge de hazırlandı ama hayata geçirilmedi. Genelge’nin tarihi 8 Eylül 2006. Önlemler 12 yıldır hayata geçirilmedi.

Betonun egemen kılındığı şehirlerde aşırı yağışların yol açtığı sellerin tahrip gücü de artıyor.  Yağmur suyunun kırsalda %28’i toprak tarafından emilebiliyor. %70’i buharlaşıyor ancak %2’si yüzeyde kalıyor. Tarımsal alanlarda bu oranlar yağışın emilimi %35, buharlaşması %50, yüzeyde kalan miktarı ise %15. Kentlerde yani betonla kaplanmış alanlarda ise bu oranlarda radikal bir değişiklik oluyor. Yağış miktarının eminim oranı %0-15 arasında, buharlaşma %0-33 arasında gerçekleşiyor. Akıp giden miktar ise %55-100 arasında oluyor. İklim değişikliğinin de etkisiyle birlikte Türkiye genelinde de aniden bastıran sağanak yağışlar artıyor. Artan yağışlar sellere yol açıyor. Selin şiddetini belirleyen ise betonlaşma oluyor.