Karadeniz’de doğa için mücadele

Birgün gazetesinden Demet Sargın, CHP Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca ile geçen haftalarda Karadeniz Bölgesi’nin ekolojik sorunlarına dair yaptığı çalışmaları ve CHP’nin çevre politikalarını konuştu. Röportajda AKP’nin iktidarının devamını sağlamak için doğa alanına saldırılarını giderek artırdığını ifade eden Karaca, CHP’nin tüm yaşanan sorunlara dair çözümü çevre mücadelesi veren gruplarla birlikte bulmak istediğini söyledi.

Karaca bölgedeki maden ve HES inşaatlarına dair şunları söyledi:

“Madenler özellikle Doğu Karadeniz’in çok büyük bir sorunu. Artvin’de 25 yıllı aşkın süre tüm şehrin tek vücut olarak direndiği Cerattepe Madeni, AKP’nin inşa ettiği baskı rejiminden güç alan bir şirket tarafından çalıştırılmaya başladı. Millete küfredecek kadar pervasız bir şahsın insafına terkedilen Artvin’de başlayan çalışmaların ormanlara, derelere verdiği zararı gözlerimizle gördük, maden sahasına girip oradaki durumu yerinde inceledik. Artvinliler sadece o bölgenin değil ülkemizin de en değerli ormanlarında yaratılan tahribatın gelecekte daha da büyüyeceğinden haklı olarak endişeliler. Kapalı ocak bakır madeni olarak başlayan çalışmaların altın madenine dönüşeceği ve sadece Cerattepe’yi değil, Genya Dağı’nı da içine alacak bir noktaya varabileceğine dair endişe temelsiz değil çünkü; şirkete 4406 hektarlık bir alan için ruhsat izni verilmiş durumda, işletme hakkı ise şimdilik 240 hektara genişletilmiş. Maden tüm ruhsat alanına yayılırsa Artvin artık yaşanmaz bir hale gelecek, zaten AKP’nin amacının da bu olduğu açık bir şekilde görülüyor. Baraj ve maden projeleriyle insansızlaştırılmak istenen Yusufeli ilçesi Artvin’in geleceği açısından bize çok önemli ipuçları veriyor. Baraj projesiyle 19 köyle birlikte verimli tarım arazileri sular altında kalacak ve ciddi miktarda kamulaştırma yapılıyor. Her deresinde mikro HES’lerin bulunduğu Yusufeli ilçesi, hiç bir ekonomik getirisi olmayacak baraj ve HES inşaatları nedeniyle ciddi göç veriyor. İnşa edilen yeni yerleşimlerin baraj altında kalacak köylerin ihtiyacını karşılaması mümkün görünmüyor. Boşaltılan köylerdeki 5000 konut yerine 2000, 600 esnaf içinse 100 dükkan inşa ediliyor. Yakın zamanda 30 bine yakın göç veren ilçe 22 bin nüfusa düşmüş. Zengin maden sahalarının bulunduğu bilinen bölgede pek çok sondaj çalışması sürerken maden projeleri masada bekliyor. Bu projelere karşı oluşacak toplumsal tepkiyi en aza indirmek içinse ilçenin insansızlaştırıldığını düşünüyoruz ayrıca dev baraj inşaatının yanlış projelendirme sebebiyle gövdesinde çatlamalar olduğu iddiaları da kulağımıza geldi. Tüm bu iddiaları, araştırılması için TBMM gündemine taşıyacağız.”

Röportajın tümünü okumak için tıklayınız