Hasankeyf’in tarihi silüeti kayboldu

 Ilısu Barajı suları altında bırakılacak 12 bin yıllık geçmişe sahip Hasankeyf’in silüeti, tarihi eserlerin taşınmasıyla ve süren inşaat görüntüsüyle silindi. İlçe sakinleri, tarihin zorla ellerinden alındığını ifade ediyor.

12 bin yıllık bir geçmişe sahip olan Hasankeyf, yapımı süren Ilısu Barajı suları altında bırakılacak olması nedeniyle 2019’a taşınamadı. UNESCO’nun tüm kriterlerini sağlamasına rağmen hükümet düzeyinde başvuru olmadığı için Dünya Mirası Listesi’ne alınmayan Hasankeyf’te, geride bırakılmak üzere olunan yıl içerisinde geri dönülemez bir yıkıma yol açıldı. Bölgede bulunan tarihi eserlerin büyük bir bölümü belirlenen başka bir alana taşındı. Bugüne kadar Eyyübi Camii, Artuklu Hamamı, Zeynelbey Türbesi, İmam Abdullah Zaviyesi, tarihi Roma Kapısı’nın yanı sıra tarihi minareler taşınma işlemi gerçekleştirdi. Bu eserlerin taşıma işlemi sırasında zarar görüp, görmediği konusunda ise net bilgiler yok.

Yapılan taşıma işleminin yanı sıra tarihi kaleye paralel inşa edilen set ile binlerce yıllık tarih betona gömüldü. Yapılan bu işlemler ile Hasankeyf’in tarihi silüeti bütünüyle silindi.

Yerel bir gazeteye konuşan Mehmet Tarhan (66), 60 yıla yakın tarihi kaleye çıkan mağaralarda yaşadığını, ömrü ortalama 40-50 yıl olan bir baraj için binlerce yıllık tarihin sular altında bırakılmasına öfkeli olduğunu söyledi.

İlçe sakinleri olarak tarihle iç içe yaşamaya devam etmek istediklerini söyleyen Tarhan, “Bakın ben mağarada dünyaya geldim. Orada elektrik, su yoktu belki ama biz mutluyduk. Bugün işimiz de aşımız da elimizden alınmış, mutlu değiliz. Varsın biz mutlu olmayalım ama Hasankeyf kurtulsun. Bugün burayı kurtarmak mümkün, çünkü barajın kotası bir iki derece aşağıya düşürülse o zaman Hasankeyf kurtulabilir” diye konuştu.

Tarhan, bölgedeki tarihi eserlerin taşınmasına dair hoşnutsuzluğunu ise, “Gül dalında güzeldir” diyerek dile getirdi. Tarhan, “Taşıma ile ne elde edilir ki? 40 yıl için binlerce yıllık bir kent darmadağın edildi. Yazıktır diyoruz. Baraj biter ama tarih bitmez. Camii götürmüşler, minareyi götürmüşler, bunlar çözüm değil. Nuh Peygamberin ikinci yerleşim yeridir burası, dünyanın ilk fakültesi dahi burada kurulmuştur” dedi.

Hasankeyf için belirlenen yeni yerleşim alanında yaşamak istemediğini belirten Yaşar Ayhan şunları dile getirdi: “Eskiden burada daha mutlu idik. Eksiklikleri vardı ama bu eksikliklerin giderilmesi için kimse ilgilenmedi. Bakın eskiden turist gelirdi buralara ve az çok karnımız doyardı. Bugün o da yok. Yeni Hasankeyf’te yaşamak istemiyoruz, çünkü orada aş da iş de yok. Yeni yerde tarih yok, tarih olmayan yere turist gelmez. Yeni yerleşim yerinde tarih çölün ortasında duruyor.”

Yerli halk gibi Konya’dan Hasankeyf’i ziyarete gelen üniversite öğrencisi Aysun Bacak ise, tanık olduğu görüntü için “12 bin yıllık tarihin baraj altında bırakılmasını doğru bulmuyorum. Benim için tarih önemlidir. Sonuçta bu tarih bizim tarihimiz” diyerek tepkisini gösterdi.

Nefes almak için Batman’dan Hasankeyf’i sık sık ziyarete geldiğini söyleyen 17 yaşındaki Osman Sencar da, “Bizden sonraki nesil bu güzelliği göremeyebilir. Burayı koruyamadık diye nasıl yüzlerine bakacağız” dedi.