Trabzon Balkodu Deresi Kurudu

Karadeniz bölgesinde yapılan HES projelerinin doğa üzerindeki olumsuz etkileri uzun bir süredir eleştiri konusu. Son olarak Trabzon Çaykara’da üzerinde hidroelektrik santral-HES kurulan Balkodu Deresi’nin tamamen kuruması yerel halkın kaygılarının ne kadar doğru olduğunu gösterdi.

Ambalajlı su zamlanıyor

Bu yılın başından beri gıda enflasyonunun %20’lere vardığı açıklanmışken şimdi de ambalajlı sulara zamlar gelmeye başladı.  Üstelik bu zamları sadece şirketler yapmıyor. Birer kamu kurumu olan belediyeler de zam yapma furyasına katıldılar. Kocaeli’nin Derince Belediyesi işletmecisi olduğu Çenesuyu’na önce Ocak ayında yüzde 20, şimdi ise yüzde 25 zam yaptı. Böylece bu belediyenin 7 ay içinde ambalajlı içme suyuna yaptığı zam yüzde 45 oldu. Belediyenin zam yapma gerekçesi doların ve plastik maliyetinin artışı. Ama uzun bayram tatili döneminde başka fırsatçılıklara da şahit olduk.

Baraj yapımı için acele kamulaştırma kararı

Türkiye'nin çeşitli illerinde planlanan enerji projeleri için yapılan acele kamulaştırmalar devam ediyor. Geçmiş yıllarda yapılan bu tür kamulaştırmalar büyük tepkilerle karşılanmıştı, çünkü Bakanlar Kurulu veya Cumhurbaşkanı kararıyla yapılan bu düzenlemeler önemli ölçüde denetim dışı. Son olarak bir dizi taşınmazın acele kamulaştırılmasına karar verildi vekonuya ilişkin Cumhurbaşkanı acele kamulaştırma kararları Resmi Gazete'de yayımlandı.

Suyun bittiği yerdeyiz

Türkiye’nin su varlıkları, özellikle de tatlı su kaynakları tek tek yok oluyor. Türkiye, halihazırda ‘su azlığı’ ya da ‘su sıkıntısı’ içinde olan ülkelerden. 2040’a doğru ise nüfus artışıyla ‘su fakiri’ ülke konumuna gerilemesi öngörülüyor. TEMA’nın Türkiye Su Varlıklarına Yönelik Tehditler Haritası ağustosta güncellendi.

Krizi fırsata çevirenler

Bir önceki Müşterekler programında Hükümetin açıkladığı 100 günlük icraat programı üzerinden ekonomik krizin faturasının emeği ile geçinenlere ve dar gelirlilere çıkarılmaya hazırlanıldığı üzerine konuşmuştuk. Bu hafta ise ekonomik, ekolojik veya politik krizlerin şirketler tarafından nasıl fırsata çevrildiğine odaklandık.

Müşterekler Siyaseti İçin Aktivistler Buluşması 15 Eylül’de Kadıköy’de

Sivil ve Ekolojik Haklar Derneği (SEHAK) 15 Eylül Cumartesi günü Kadıköy'de "Müşterekler Siyaseti İçin Aktivistler Buluşması" düzenliyor. Müşterekler kavramı 1990'larda neoliberal politikalar nedeniyle herkesin müştereği...

AKP’nin iklim değişikliği politikası

100 günlük icraat planında açıklanan hükümetin iklim değişikliği politikası yangına körükle gider gibi… Daha fazla fosil yakıt kullanımını sağlayacak her türlü yatırımın önünü açmak ve kamu kaynaklarıyla bunları teşvik etmek üzerine kurulu bir planlama var. Bu yaklaşım iklim değişikliğinin sonuçları karşısında hiçbir tedbir almamaya dayanıyor. Örneğin şehirlerdeki kanalizasyon altyapısı günümüzdeki aşırı yağışları kaldıracak nitelikte değil.  Bir şehri sel ya da buna benzer bir afet vurma olasılığı her geçen gün artarken, hükümetin bu afetleri gözeterek altyapıların yenilenmesine ilişkin tek bir icraatı ve hedefi yok.

Hükümetin 100 günlük icraat planı neler getirecek, neler götürecek?

Hükümetin açıkladığı 100 günlük icraat programının Adalet Bakanlığı bölümünde yer alan elektrik, su, doğalgaz aboneliklerinin tahsilâtlarının hızlandırılması için gerekli hazırlıkların yapılması hedefi aklımıza İrlanda ve Detroit’te su faturalarının tahsilâtı için oluşturulan şirketleri getirdi. İnsanların krizle birlikte gelirleri düşüyor, fakat aynı zamanda her şey daha pahalanıyor. Ödeyecek parası olmayanlar, faturalarını ödeyemiyor. Hükümetler ise kamu kaynakları ile bu insanların yaşamlarını iyileştirmek yerine, tahsilâtları hızlandırmak için şirketlere görev veriyor.

Krizin Detroit’e etkisi

2008 ekonomik krizinin etkisiyle ABD’nin Michigan eyaletinde yer alan Detroit şehrinde 2014 yılında ciddi bir su sıkıntısı başladı. Bu yazıda Detroit’teki su krizini ve buna karşı verilen mücadeleyi irdeleyeceğiz.

Kriz ve İrlanda

2008 finans krizinden etkilenen İrlanda’da da kemer sıkma politikaları adı altında emeklilerin maaşlarında düşüşler yaşanmış, konut yardımlarında kesintiler gerçekleşmişti. Bunların yanında daha birçok sosyal hak kemer sıkma politikalarıyla tırpanlanmıştı.