Su Kanunu Tasarısı Değerlendirme ve Öneriler – Birinci Bölüm

Maddeler Öneriler Gerekçeler
BİRİNCİ BÖLÜM
Maksat, Kapsam, Tanımlar, Genel Hükümler, İlkeler
Maksat ve Kapsam
MADDE 1 – (1) Bu Kanunun maksadı, su kaynaklarının sürdürülebilir şekilde korunması, kullanılması, iyileştirilmesi, geliştirilmesi, su ile ilgili bilgilerin toplanması, izlenmesi, havza esasında inceleme ve planlamalarının hazırlanması, kullanım önceliklerinin belirlenerek tahsislerinin tek merciden yapılması, su yönetiminde etkinlik ve katılımın geliştirilmesini sağlamaktır. (1) Bu Kanunun maksadı, su kaynaklarının varlıklarının sürdürülebilir şekilde korunması, kullanılması, iyileştirilmesi, geliştirilmesi, su ile ilgili bilgilerin toplanması, izlenmesi, havza esasında inceleme ve planlamalarının hazırlanması, “su hakkı” çerçevesinde kullanım önceliklerinin belirlenerek tahsislerinin tek merciden yapılması, su yönetiminde etkinlik ve demokratik katılımın katılımcılığın geliştirilmesini sağlamaktır. Su kaynakları yerine su varlıkları ifadesi tanımlarda yer almalı ve kullanılmalıdır. Kaynak yerine varlık kullanmak sadece kavramsal değil, bir yaklaşım meselesidir. Kaynak tanımı ekonomi eksenlidir. Dolayısıyla bu tanım güçlü değil “zayıf sürdürülebilirlik” anlayışının bir ürünüdür. Ayrıca su doğada insanın üretmediği bir varlıktır. Bu nedenle geliştirilmesi de söz konusu değildir. “Geliştirme” hem normatif bir ifadedir, hem de su varlıklarını koruma statüsünden çıkarıp, kullanıma açma anlamına gelmektedir. Bütün insanlar ve canlılar, yaşam hakkının ayrılmaz bir parçası olan yeterli kalite ve miktardaki suya, fiziksel ve ekonomik olarak etkili bir şekilde erişim hakkına sahiptir. Su, tüm canlılara ait bir varlıktır. Bu yüzden tüm canlıların temsiliyetine olanak sunacak bir demokratik katılımcılık anlayışı benimsenmelidir.
(2) Bu Kanun, jeotermal sular ve denizler hariç, kıyı suları dâhil olmak üzere yüzeysel, yeraltı su kaynakları ile alakalı bütün hususları ve doğal mineralli suların tahsisi ile tahsise dair denetim hususlarını kapsar. (2) Bu Kanun, jeortermal sular ve denizler hariç, kıyı suları dâhil olmak üzere yüzeysel, yeraltı su kaynakları varlıklarını ve atmosferik su ile alakalı bütün hususları ve doğal mineralli suların tahsisi ile tahsise dair denetim esaslarını kapsar. (2) Jeotermal sular da tatlı su bütününün ayrılmaz bir parçasıdır. Suyu indirgemeci bir anlayışla parça parça tanımlamak onun bütünlüğünü yok saymaktır. Su sürekli olarak maddenin bir halinden diğerine geçen dolaşım durumunda bir varlıktır. Dolayısıyla atmosferik su da bunun bir parçasıdır. Örneğin Bolivya’nın Cochabamba kentinde su hizmetlerinin özelleştirilmesiyle birlikte fiyatı üç kat artan su faturalarını ödemekte zorlanan yoksul halk, yağmur hasadına başlayıp su ihtiyaçlarını biriktirdikleri yağmur suyuyla karşılamaya çalışmıştır. Ancak özel şirket yağmur hasadını yasaklamış, yağmurun bile kendi mülkü olduğunu iddia etmiştir. Bunu yaparken de yasaları arkasına almıştır. Bu tip durumların baştan engellenebilmesi için suyun fiziksel tanımı yapılırken daha bütüncül bir bakış açısına ve bu bütünün korunmasına yönelik kanunların geliştirilmesine ihtiyaç vardır.
Tanımlar
MADDE 2 – a) Alıcı ortam: Atıksuların doğrudan boşaltıldığı veya dolaylı olarak karıştığı göl, akarsu ve kıyı suları ile yeraltı suyu kütlelerini,
b) Alt havza: Havzanın sularını denize boşaltan nehre bağlı yan kollar veya akarsuyu besleyen göller için su toplama alanını,
c) Asgari su akışı: Bir akarsu kesitinde ekolojik ihtiyaçlar ile su kullanımlarının sürdürülebilirliğini sağlamak üzere bulunması gereken ve her su kaynağı için ilmi çalışmalarla belirlenmiş en az su debisini, c) Asgari Zorunlu su akışı: Bir akarsu kesitindeki ekosistemler ekolojik ihtiyaçlar ile su kullanımlarının sürdürülebilirliğini sağlamak üzere bulunması gereken ve her su kaynağı için ilmi çalışmalarla belirlenmiş en az optimum su debisini, Su gibi birincil yaşam kaynakları söz konusu olduğunda minimum kavramından bahsedilemez. Su ekosistemden bağımsız olmayan bir bütündür. Dolayısıyla su varlığıyla ekosistem birlikte ele alınmalıdır. İhtiyaç kavramı zaman içinde değişebilir. Ancak su gibi bir varlık ihtiyaçtan çok, bir varoluş meseledir. Su varlıklarını korumak “ekolojik ihtiyaçlar” gibi muğlak bir kavramla değil ekosistem bütününü sürdürmek ile mümkün olur. Yasa tasarısında yer alan “asgari su debisi” yerine “optimum su debisi”ni kullanmak gerekir. Su varlıkları hızla kirlenip tükenirken, yasalarla asıl korunması gereken bu varlıkların kendilerini yenileme kapasiteleri olmalıdır. Bu bağlamda optimum, hayatın devamını sağlayabilmek için gereken yeterli su miktarı ve kalitesini ifade eder. Bu miktar her su varlığı için farklıdır ve her yıl uzun vadeli gözlemlerden (kuraklık gibi etmenleri de göz önüne alarak) yola çıkılarak yapılacak hesaplamalar sonucunda belirlenir. Su varlıklarının kendini yenileme kapasitesi hiç bir şart altında aşılmamalıdır. Türkiye’deki yasal düzenlemelere göre suyun yatağında bırakılması zorunlu kılınan “asgari su debisi” %10’dur. Bu ise ekosistemlerin hızla yok olmasına neden olmaktadır.
ç) Atıksu: Evsel, sanayi, zirai veya başka bir maksatla kullanımdan dolayı kirlenmiş olan veya özellikleri kısmen ya da tamamen değişmiş olan suyu,
d) Bakanlık: Orman ve Su İşleri Bakanlığını,
e) Çevresel hedef: Bir su kütlesinin kimyasal, fiziko kimyasal, ekolojik, hidromorfolojik ve miktar açısından ulaşabileceği iyi su durumunu, e) Çevresel hedef: Bir su kütlesinin varlığının kimyasal, fiziko kimyasal, ekolojik, biyoçeşitlilik, hidromorfolojik ve miktar açısından ulaşabileceği iyi su durumunu, Uluslararası yükümlülüklerin de bu kanun metnine yansıması gerekmektedir. Bu nedenle AB ve Avrupa Topluluğu biyoçeşitlilik stratejisini kabul etmiş olduğu için, AB Su Çerçevesi Direktifi ile uyumlu bir su kanunun bu stratejiyi içermesi, çevresel hedeflere biyoçeşitliliğin eklenmesi gerekir.
f) Çevresel kalite standardı: Belirli bir kirleticinin veya kirletici grubunun suda, çökeltide ya da su ortamında bulunan bitki ve hayvanlarda, insan sağlığı ve çevreyi korumak için aşmaması gereken konsantrasyonunu,
g) Doğal mineralli su: Yerkabuğunun farklı derinliklerinde, uygun jeolojik şartlarda tabii olarak meydana gelen bir veya daha fazla kaynaktan yeryüzüne çıkan veya çıkartılan, mineral muhtevası ve diğer bileşenleri ile tanımlanan, toplam mineral muhtevası 1000 mg/L ve daha yüksek olan; tedavi, şifa maksatlarıyla da kullanılan içmece suyu, şifalı su ve benzeri adlarla anılan soğuk ve sıcak doğal suları,
ğ) Emniyetli yeraltısuyu işletme rezervi: Yeraltısuyu rezervine zarar vermeden çekilebilecek su miktarını, ğ) Emniyetli yeraltısuyu işletme rezervi: Yeraltısuyu rezervinin kendini yenileme kapasitesini zarar vermeden aşmadan çekilebilecek su miktarını, Yeraltı suları (kullanımı açısından) rahatlıkla kontrol edilebilecek varlıklar değildir. Yeraltı suları her durumda tüm canlılığın varoluş güvencesidir. Bu nedenle yeraltısuyu rezervlerinin muğlak bir ifade ile “zarar vermeden” değil,net bir şekilde korunması gerekir.
h) Geçiş suları: Nehir ağızları civarındaki kıyı sularına yakın olmaları, ancak aynı zamanda tatlı su akımlarından önemli ölçüde etkilenmeleri sebebiyle kısmen tuzlu olma özelliğine sahip yerüstü suyu kütlelerini, h) Geçiş suları: Nehir ağızları civarındaki kıyı sularına yakın olmaları, ancak aynı zamanda tatlı su akımlarından önemli ölçüde etkilenmeleri sebebiyle kısmen tuzlu olma özelliğine sahip yerüstü suyu kütlelerini su varlıklarını,
ı) Havza: Nehir havzalarında su ayrım çizgisinden denize aktığı noktaya, kapalı havzalarda ise suyun toplandığı nihai noktaya göre suyun toplanma alanını, ı) Havza: Nehir havzalarında su ayrım çizgisinden denize aktığı noktaya, kapalı havzalarda ise suyun toplandığı nihai noktaya kadar olan yeraltı, yüzey, atmosferik suları, yaşam alanlarıyla birlikte tüm canlıları ve havzaya bağlı yaşayan insan topluluklarını içeren bütününü, Mevcut tanım havzayı salt fiziksel nesne olarak görmektedir. Oysa havza, içinde bulunan yeraltı, yüzey, atmosferik suları, yaşam alanlarıyla birlikte tüm canlıları ve havzaya bağlı yaşayan insan topluluklarını içeren bütündür.
i) Havza yönetim planı: Bir havzadaki su kaynaklarının ve canlı hayatının korunmasını ve geliştirilmesini sağlamak üzere, su kaynakları için sürdürülebilir bir koruma-kullanma dengesi gözetilerek hazırlanan planı, i) Havza yönetim planı: Bir havzadaki su kaynaklarının su varlıklarının ve canlı hayatının korunması ve geliştirilmesini iyileştirilmesi ve kültürel mirasının sürdürülmesi amacıyla su kaynakları öncelikli olarak su varlıklarının ekolojik ve insani kullanımı için sürdürülebilirliği bir koruma-kullanma dengesi gözetilerek ihtiyatlılık, çoğulculuk ve demokratik katılımcılık ilkeleri temelinde için hazırlanan planı, Yasa tasarısında “iyileştirme” kavramı, yani su varlıklarının rehabilitasyonu da hedeflenmelidir. Su varlıklarının öncelikli kullanımı ekolojik ve insani amaçlıdır. Suyun kullanımı, bu amaçları hiçbir şart altında bertaraf etmemelidir. Zira “koruma-kullanma dengesi” yukarıda belirtilen şartı sağlamadığı sürece, uygulamada koruma değil kullanım söz konusu olacaktır.
j) Havza su tahsis planı: Bir veya birden çok havzadaki su kaynaklarının içme – kullanma, tabi hayatı koruma, zirai sulama, enerji, sanayi, ticaret, turizm, taşıma, ulaşım, rekreasyon, projeye dayalı su ürünleri yetiştiriciliği ve avcılığı, su yapılarını koruma maksatlarına göre dağıtımını, j) Havza su tahsis planı: Bir veya birden çok havzadaki su kaynaklarının varlıklarının içme – kullanma, tabi hayatı koruma, öncelikle insani ihtiyaçları, doğanın su ihtiyaçlarını ve geçimlik tarım suyu ihtiyaçlarını karşılaması kaydıyla; zirai sulama, enerji, sanayi, ticaret, turizm, taşıma, ulaşım, rekreasyon, projeye dayalı su ürünleri yetiştiriciliği ve avcılığı, su yapılarını koruma maksatlarına göre dağıtımını, Yasa tasarısının tümünde su varlıklarının kullanımı için genel bir yaklaşım olması gerekir. Su varlıklarının kullanımında öncelik su hakkı kavramı çerçevesinde ekolojik ve insani amaçlara verilmelidir. Tasarıda tüm kullanım amaçlarının eşitmiş gibi ifade edilmesi, ekonomik amaçlı kullanımın gerek kirletici olması, gerekse sınırsız talepte bulunması dolayısıyla uygulamada her zaman insani ve ekolojik kullanımın önüne geçmesi sonucunu doğurmaktadır. Kullanım önceliklerine ilişkin açıklamamız madde 5(1)‘de verilmiştir.
k) İyi su durumu: Bir su kütlesinin ekolojik, kimyasal veya miktar açısından içilebilir, yüzülebilir ve su canlılarının yaşamasına imkan veren kalite seviyesi ve miktar durumunu, k) İyi su durumu: Bir su kütlesinin ekolojik, kimyasal ve veya miktar açısından içilebilir, yüzülebilir ve su canlılarının yaşamasına imkan veren kalite seviyesi ve miktar durumunu, “Ekolojik, kimyasal veya miktar açısından” ifadesi bu şartların hepsinin değil de, en az birinin karşılanmasının yeterli olacağı gibi yanlış algıya yol açmaktadır. Bu üç açı birbirinden bağımsız değildir. Dolayısıyla “veya” yerine “ve” bağlacı kullanılmalı ve suyun üç bakımdan da nitelik ve niceliğinin yeterli olması gerektiği vurgulanmalıdır.
l) Kaynak suyu: Tabii şartlarda yeryüzüne çıkan suları,
m) Kıyı suları: Kıyı çizgisinden itibaren 1852 metre deniz tarafındaki suyu
n) Koruma bölgesi: Koruma altına alınan su kaynakları ile suya bağlı özel tür veya türleri ile bunların üreme veya yaşama alanlarını, n) Koruma bölgesi: Koruma altına alınan su kaynakları varlıkları ile suya bağlı yaşayan yerel toplulukları ve kültürleri, özel tür veya türleri ile bunların üreme veya yaşama alanlarını, Su varlıklarının korunması sadece insan dışındaki canlıların korunmasıyla gerçekleştirilemez. Su etrafında ortaya çıkmış ve şekillenmiş insan topluluklarının, geleneksel yaşam biçimleriyle birlikte korunması su varlığının bütünlüğünün korunması gereğidir. Türkiye’nin 1982’den bu yana dâhil olduğu Dünya Kültürel ve Doğal Mirasın Korunması Sözleşmesi de bunu gerektirir. Dünyada modern koruma anlayışı da aynı bütünlüklü koruma kavramı üzerinde şekillenmiştir.
o) Münferit su tahsisi: Herhangi bir su kaynağından belirli bir kurum, kuruluş veya şahsa verilen su kullanım iznini, o) Münferit su tahsisi: Ancak su kullanım önceliği garanti altına alındıktan sonra, herhangi bir su kaynağından belirli bir kurum, kuruluş veya şahsa verilen su kullanım iznini, Halihazırda bir kamu hizmeti olan ve kamu tarafından karşılanan su ihtiyacının ayrık kullanımları konusunda ilgili kanunlarda hükümler yer almaktadır. Bu kanun hükümlerine yönelik ciddi eleştiriler bulunmaktayken, bu fıkra ile de su ilkesizce kullanıma açılmaktadır. Oysa ki suyun kullanımında insani kullanım ve ekolojik kullanım garanti altında olmalıdır. Ancak bu ihtiyaçlar karşılandıktan sonra, bir kurum, kuruluş veya şahıs su kaynağı için verilen su kullanım iznini alabilir. Öncelikli su kullanımı MADDE 5- (1) Faydalanma ve kullanmada öncelik sırası bölümünde gerekçelendirilmiştir.
ö) Sınır aşan sular: Birden fazla ülke toprağından akan suyu, ö) Sınır aşan sular: Birden fazla ülke toprağında akan bulunan su varlıklarını,
p) Sınır oluşturan sular: İki veya daha çok ülkeyi birbirinden ayıran suları, p) Sınır oluşturan sular: İki veya daha çok ülkeyi birbirinden ayıran suları su varlıklarını,
r) Su durumu: Bir su kütlesinin ekolojik, kimyasal veya miktar durumuna ilişkin su özelliklerini, r) Su durumu: Bir su kütlesinin sosyal, kültürel, ekolojik, kimyasal veya miktar durumuna ilişkin su özelliklerini, Bu fıkradaki tanım suyun salt fiziksel durumuna ilişkindir. Su fizikselin ötesinde kültürel ve sosyal boyutları da olan bir varlıktır. Örneğin İspanya’da 2005 yılından itibaren tartışılmaya başlanan “Programa AGUA” adlı su programında da, su, sosyal ve kültürel değerleri olan bir varlık olarak tanımlanmaktadır. Ancak böyle bir yaklaşım, su varlıklarının bütünlüklü olarak korunmasına olanak tanır.
s) Su kaynağı: Yeraltı sularını ve yüzeysel suları, s) Su kaynağı varlıkları: Su havzası içinde bulunan yeraltı, yüzey, atmosferik suları, yaşam alanlarıyla birlikte tüm canlıları ve havzaya bağlı yaşayan insan topluluklarını içeren bütünü, Mevcut tanım suyu hem salt fiziksel bir nesne olarak görmekte, hem de onun fiziksel bütünlüğünü yok saymaktadır. Oysa su, havza içinde bulunan yeraltı, yüzey, atmosferik suları, yaşam alanlarıyla birlikte tüm canlıları ve havzaya bağlı yaşayan insan topluluklarını içeren bütündür. Bu bütünlüğü yok saymak, suyu salt ekonomik bir kaynak olarak görmeye yol açar. İspanya, Uruguay ve Bolivya’da suyla ilgili yasal metinlerde su varlıkları bir bütün olarak tanımlanmakta, sosyal ve kültürel boyutlarıyla ele alınmaktadır.
ş) Su kütlesi: Kendi içinde bütünlük arz eden ve yönetime esas alınan su kaynağının tamamını veya bir bölümünü, ş) Su kütlesi: Kendi içinde bütünlük arz eden ve yönetime esas alınan su kaynağının varlığının tamamını veya bir bölümünü,
t) Su tahsis sicili: Herhangi bir su kaynağından belirli kurum, kuruluş veya şahıslara verilen izin kayıtlarını ihtiva eden sicili, t) Su tahsis sicili: Herhangi bir su kaynağından varlığından belirli kurum, kuruluş veya şahıslara verilen izin kayıtlarını ihtiva eden sicili,
u) Su yapıları: Su kaynaklarından faydalanmak ve zararlarını önlemek maksadıyla yapılan her türlü yapı ile bunların tamamlayıcı tesislerini, u) Su yapıları: Su kaynaklarından varlıklarından faydalanmak ve zararlarını önlemek maksadıyla yapılan her türlü yapı ile bunların tamamlayıcı tesislerini, Bu fıkrada geçen “zararlarını önlemek” ifadesinde taşkınlardan bahsedilmekte ve bunlar sanki her zaman olumsuzmuş gibi bir yargı yansıtılmaktadır. Örneğin Avlan Gölü, 1970’lerde bataklık ve devletin bütçesine zarar olarak kabul edilmiş, devlet eliyle kurutulmuş ve tarım arazisine çevrilmiştir. Bunun ardından ekolojik yıkımlar yaşanmış ve gölün tekrar eski haline dönmesi için çalışmalar başlatılmıştır. Bu nedenle “zararlarından” ifadesi kaldırılmalıdır. Taşkınlardan doğan zararları önleme yöntemi, su varlıklarını ıslah etmekle değil, su basma potansiyeli olan bölgelerin imara açılmasına izin vermemekle mümkün olacaktır.
ü) Ulusal su planı: Ulusal su politikasının ana unsurlarını ihtiva eden planı, ü) Ulusal Su planı: Ulusal Türkiye’nin su politikasının ana unsurlarını ihtiva eden planı, Su varlıklarının yönetiminde belirleyici olan yegane unsur doğadır. Dolayısıyla suyun yönetimi ve ölçeği ulus devletten bağımsız, doğanın parçası olan suyun kendisidir. Sınıraşan sular Türkiye’nin su varlıklarının önemli bir kısmını oluşturduğundan, havza yönetiminde tek bir devletin söz sahibi olması düşünülemez. Bu nedenle su planının ülkelerarası işbirliğine olanak sağlayacak esneklikte olması gerekir.
v) Yeraltı suyu: Yeraltında bulunan durgun veya hareket halindeki suları,
y) Yüzeysel su: Kaynak suyu, menba, çay, dere, nehir, ırmak, tabii ve suni göller ile geçiş ve kıyı sularını, y) Yüzeysel su: Kaynak suyu, menba, çay, dere, nehir, ırmak, tabii ve suni göller ile geçiş ve kıyı sularını, atmosferik suyu,
z) Yetkili idare: Kanunlarla kendisine su kaynakları ve kıyı suları ile alakalı görev ve yetki ihdas edilmiş kurum ve kuruluşları, z) Yetkili idare: Kanunlarla kendisine su kaynakları ve kıyı suları su varlıkları ile alakalı görev ve yetki ihdas edilmiş kurum ve kuruluşları,
aa)Yönetim hizmetleri: Kaynakların tespitini, ölçümünü, korunmasını, izlenmesini, projelendirilmesini, iyileştirilmesini, geliştirilmesini, tahsislerin takibini, denetlenmesini,bedellerin toplanmasını ve ilgili kurumlara dağıtımını, ifade eder. aa)Yönetim hizmetleri: Kaynakların tespitini, ölçümünü, korunmasını, izlenmesini, projelendirilmesini, iyileştirilmesini, geliştirilmesini, tahsislerin takibini, denetlenmesini, bedellerin toplanmasını ve ilgili kurumlara dağıtımını, ifade eder.
Eklenmesini önerdiğimiz tanımlar
bb. Afet: Toplumun tamamı veya belli kesimleri için fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar doğuran, normal hayatı ve insan faaliyetlerini durduran veya kesintiye uğratan doğal, teknolojik veya insan kaynaklı olayları,
cc.Bütünleşik/Entegre Havza Yönetimi: Merkezinde, bir havza içersinde var olan ekolojik ve sosyal varlıkların ve etkenlerin birbiriyle bağlılığı anlayışını taşıyan ve suyu çeşitli amaçlarla kullanan toplum kesimlerinin dahil edildiği demokratik ve özerk bir su yönetimi şeklini,
dd. Su Hakkı: Bütün insanların ve canlıların yaşam hakkının ayrılmaz parçası olarak yeterli miktarda temiz suya erişmesini, Su hakkı 2009 Bolivya Anayasası’nda “içme suyu, kanalizasyon, elektrik, gaz, posta ve telekomünikasyon sistemine evrensel ve hakkaniyetli erişim hakkı” (Madde 20) tanımlanmaktadır. Su hakkı, 2010’da Birleşmiş Milletler kararıyla bir insan hakkı olarak kabul edilmiştir. Bu tasarıda su hakkı kavramının yer alması kanunun önceliğini göstermesi açısından elzemdir.
ee. Sürdürülebilirlik: Doğanın ayrılmaz parçası olan insanın, doğanın maruz kaldığı bütün yıkımlardan doğrudan ve dolaylı olarak etkilenmesi sebebiyle yapılan hiçbir ekonomik faaliyetin biyosferdeki ekosistemlerin bütünlüğünü bozmamasını,
ff. Sürdürülebilir kullanma: Bugünkü ve gelecek kuşakların ihtiyaçlarına uygun şekilde, ekolojik, kültürel ve insani amaçlı başta olmak üzere, su varlıklarının kullanımını,
gg. Su yararı: Su varlıkları ile ilgili alınan kararlarda uygulanacak kamu yararı ilkesinde zorunlu olarak dikkate alınacak ve ekonomik kaygıların sosyal kaygıların önüne geçmemesini sağlayan yararı, Kamu yararı kriterinin uygulamada korunmak istenen hakkın veya varlığın koruma dışı kalmasını sağlayan kullanımları nedeniyle kamu yararının bu hayati meseleye bir ölçütle bağlanması gereklidir.
ğğ. İhtiyatlılık ilkesi: Bir eylem ya da işlemin, su varlıklarının sağlıklı şekilde muhafazası açısından tehdit veya onarılması mümkün olmayan zarara neden olma ihtimali karşısında, zarar gerçekleşmeden önce, bilimsel belirsizlik ve ekonomik zorunluluk gibi nedenlerin, gerekli önlemlerin alınmasını erteleme gerekçesi olarak kullanılmamasını, AB Kanunu’na göre bu ilke bir yasal gerekliliktir. Bu ilkeyle hukukun istediği kesin verilerin bilim tarafından ortaya koyulamadığı hallerde dahi çevrenin korunması amaçlamaktadır.
hh. İnsani amaçlı su kullanımı: İçme, yemek yapma ve temizlik gibi zaruri ihtiyaçlar için kullanılan suyu, İnsani su kullanımının hesaplanmasında çeşitli parametreler belirleyici olsa da kişi başına günlük su tüketimi en az 50 lt olması gerektiği hesaplanmıştır.
ıı. Katılımcılık ilkesi: Vatandaşların, su yönetimi süreçlerine etkin ve somut katılımını, Çevre Kanunu’nun 3. maddesi katılımcılığı düzenlemiştir. Su varlıkları özelinde de bu ilkenin tanımlar içine alınması uygun görülmüştür.
ii. Havza Yönetim Birimi: Havza sınırları içinde yer alan tüm varlıkların ve etkenlerin birbirlerine bağlı olduğundan hareketle, sorunları oluşmadan bertaraf etmek, yerinde tespit etmek ve çözmek için bir araya gelen ve havza içinde bulunan insan gruplarını temsil eden birimi, Su varlıkları hakkındaki karar alma süreçlerine havza içinde bulunan insanların etkin katılımını sağlamak için net olarak tanımlanmış bir yönetim birime ihtiyaç vardır.
jj.Ekolojik ihtiyaç: Su varlıklarının fiziksel ve kültürel bütünlüğünü sürdürebilmesi için zaruri olan su miktarını,
kk.Kurul : Su Koordinasyon Kurulu’nu İlk tasarıda yer alan Su Yönetim Yüksek Kurulu yerine önerilmektedir. Zira ilk taslağa nazaran, katılımcılığın daha etkin şekilde kanunda yer almasını sağlamak amacıyla “Su Yönetim Yüksek Kurulu”nu “Su Koordinasyon Kurulu” olarak değiştirmek gerekmektedir. “Yüksek” ifadesinin yerine “koordinasyon”un kullanımı, merkeziyetçi bir yapıya değil, çok sesliliği ve bunların düzenlenmesine yapılan bir vurgudur. Bu kurul, Havza Yönetim Birimleri, Bakanlık ve ilgili kurum ve kuruluşlardan gelecek temsilcilerden oluşur.
ll.Stratejik Çevresel Değerlendirme (SÇD): Bu kanun kapsamında belirlenen işlem, plan ya da programın onayından önce planlama veya programlama sürecinin başlangıcından itibaren, çevresel değerlerin plan veya programa entegre edilmesini sağlamak, plan ya da programın olası çevresel etkilerini en aza indirmek ve karar vericilere yardımcı olmak üzere katılımcı bir yaklaşımla sürdürülen ve yazılı bir raporu da içeren çevresel değerlendirme çalışmalarını,
mm.Koruma alanı: Ulusal mevzuat ve uluslararası sözleşmeler çerçevesinde belirlenen veya belirlenmesi gereken, sudan yararlanan canlı türlerini ve yerel kültürleri korumak ve yararlanma amaçlarının devamlılığını sağlamak başta olmak üzere su varlıklarının sağlıklı devamlılığı için belirlenen alanları,
nn. Geçimlik Tarım: Yoğun üretime dayalı değil, kendini idame ettirmeye yetecek miktarda yapılan geleneksel tarımı,
Genel hükümler
MADDE 3 – (1) Su kaynakları, ilgili bulunduğu arz’ın malik ve zilyedinden bağımsız olarak Devlet’in hüküm ve tasarrufu altındadır. 1) Su kaynakları varlıkları, ilgili bulunduğu arz’ın malik ve zilyedinden bağımsız olarak kamusal varlıktır ve Devlet’in hüküm ve tasarrufu altındadır. Hüküm ve tasarruf yetkisi kamusal çıkar ve sürdürülebilir kullanım çerçevesinde ele alınır. Tasarruf yetkisi devredilemez ve özelleştirilemez. Eklenen “kamusal varlıktır” ifadesi, suyun devlete değil kamuya ait olduğunu vurgulamaktadır. Su üzerindeki devlet hükmü ve tasarruf yetkisi sınırsız ve keyfi değil, bilakis “kamu yararı”nın sağlanması şartına bağlıdır. Suyun gerçekten korunması ve varlığının sürdürülmesi, bu yetkinin kâr amacı güden kurumlara devredilmemesi ve suyun sürdürülebilir bir şekilde kullanılması anlamına gelir.
(2) Su kaynakları, arazinin bütünleyici parçası değildir. Bir taşınmaza malik ve/veya zilyed olmak, taşınmazın altında, üstünde veya civarındaki su kaynakları üzerinde ayni bir hak tesis etmez. Ancak, su kaynaklarının bulunduğu arazinin malik veya zilyedinin, su kaynakları üzerinde; bu taşınmaz için ihtiyacı kadar sudan öncelikle faydalanma hakkı vardır. (2) Su kaynakları varlıkları, arazinin bütünleyici parçası değildir. Bir taşınmaza malik ve/veya zilyed olmak, taşınmazın altında, üstünde veya civarındaki su kaynakları varlıkları üzerinde ayni bir hak tesis etmez. Ancak, su kaynaklarının varlıklarının bulunduğu arazinin malik veya zilyedinin, su kaynakları varlıkları üzerinde; bu taşınmaz için ihtiyacı kadar sudan öncelikle faydalanma hakkı vardır. Ticari kullanım, öncelikli faydalanma hakkı kapsamında değerlendirilemez. Madde 5(1)’de gerekçe açıklanmıştır.
İlkeler
MADDE 4 – (1) Su kaynaklarının havza esasında sürdürülebilir bir şekilde korunması, iyileştirilmesi, geliştirilmesi ve kullanılmasının sağlanmasında; (1) Su kaynaklarının varlıklarının havza esasında sürdürülebilir bir şekilde korunması, iyileştirilmesi, geliştirilmesi ve kullanılmasının sağlanmasında;
a) Bir havzanın su potansiyelinin öncelikle havzası içerisinde değerlendirilmesi, a) Bir havzanın su potansiyelinin, öncelikle havzası içerisinde değerlendirilmesi esastır. İstisna olarak afet hallerinde sadece insani kullanımı için havzadan başka bir havzaya su aktarımı yapılabilir. Havza parçalanamaz bir bütündür. Havzalar arası su transferi ise bu bütünlüğü tehlikeye atacak dışsal bir faaliyettir. Bu, sadece afet durumunda salt insani kullanım şartına bağlanmalıdır.
b) Su kaynaklarının kamu yararına en uygun şekilde değerlendirilmesi, esastır. b) Su kaynaklarının varlıklarının, su ekosistemlerine ve kamu yararına en uygun şekilde değerlendirilmesi esastır. Kamu yararı kriterinin uygulanmasında ekonomik öncelikler, sosyal ve ekolojik önceliklerin önüne geçemez. Su ekosistemlerinin bu fıkraya eklenmesinin nedeni sadece insanın değil ekosistemlerin de esas alınması gerektiğidir. Eklenen ikinci cümle ise Uruguay Anayasası’nda da olduğu gibi, alınan kararlarda ekonominin baskınlığını dizginlemek amacını gütmektedir.
c) Su kalitesini ve miktarını olumsuz yönde değiştirecek etkenlerin kaynağında bertarafı veya azaltılması, c) Su kalitesini ve miktarını olumsuz yönde değiştirecek etkenlerin kaynağında bertarafı veya azaltılması, Su ve toprak kirlendikten sonra temizlenmesi çoğu durumda ya imkânsız, ya da çok masraflı olmaktadır. Bu nedenle amaç kirlenmenin daha oluşmadan önlenmesi olmalıdır.
ç) Su kaynaklarının ekonomik ve ekolojik ihtiyaçlara en uygun şekilde kullanımının sağlanması, kirlenmeye karşı korunması ve kirlenmiş olan su kaynaklarının kalitesinin iyileştirilerek çevresel hedeflere ulaşılmaya çalışılması, ç) Su kaynaklarının varlıklarının ekonomik ekolojik ve insani ihtiyaçlara en uygun şekilde kullanımının sağlanması, kirlenmeye karşı korunması ve kirlenmiş olan su kaynaklarının varlıklarının kalitesinin iyileştirilerek çevresel hedeflere ulaşıldıktan sonra ekonomik taleplerin karşılanmaya çalışılması, Sağlıklı bir çevrede yaşamak temel kamusal yarardır ve uygulamada tüm koruyucu hükümlerin, kamusal yararı korumak üzere düzenlenmesi gerekir. Bu nedenle öncelikle ekolojik ve insani su kullanımının garanti altına alınması gerekir. Ekonomik kullanım söz konusu olduğu zaman diğer kullanımlar (ekolojik ve insani) gasp edilmektedir. Çünkü ekonomik kullanım gerek kirletici olması, gerekse sınırsız talep nedeniyle diğer kullanım haklarını ortadan kaldırmaktadır.
d) Yüzey ve yeraltı sularının iyi su durumuna ulaştırılması ve bu durumun korunması, d) Yüzey ve yeraltı sularının Su varlıklarının iyi su durumuna ulaştırılması ve bu durumun korunması,
e) Suyun yönetim hizmetleri karşılığında ücretlendirilmesi, e) İnsani kullanım için yeterli miktar ve kalitede suyun ücretsiz verilmesi, bunun dışındaki suyun kamu yönetim hizmetleri karşılığında ücretlendirilmesi, Temiz suya erişim temel bir insan hakkıdır. Anayasa’nın eşitlik ilkesinden yola çıkarak, suyun ücretlendirilmesi bu temel hakka erişimi kısıtlayacaktır. Bu nedenle, temel ihtiyaçlara yetecek kısım ücretsiz olmalıdır.
f) Su temin maliyetlerinin kullanan, kirlilik önleme maliyetlerinin kirleten tarafından ödenmesi, esastır. (f) Su hakkı olarak belirlenen miktarı aşmayan kullanım söz konusu olduğunda temin ve kirlilik önleme maliyetlerinden muaf olunur. Tasarıdaki (f) bendi iki ayrı ve önemli husus ihtiva etmesi nedeniyle alternatif tasarımızda (f) ve (g) bendi olarak düzenlenmiştir. Bu fıkrada bahsi geçen durum temel bir yaşam hakkı olan suya erişimi tehdit etmektedir. İnsani kullanım için yeterli miktar ve kalitede su, devlet tarafından ücretsiz ve öncelikli olarak tedarik edilir. Asgari insani ihtiyacı aşan miktardaki su kullanımı ile ticari, tarımsal ve endüstriyel su kullanımında ücretlendirme uygulanabilir.
g) Su hakkı olarak belirlenen miktarı aşan kullanım söz konusu olduğunda temin ve kirlilik önleme maliyetlerinin kullanan tarafından ödenmesi esastır.
(2) Su kaynaklarının korunması, iyileştirilmesi, geliştirilmesi ve kullanılmasını ilgilendiren her türlü iş ve işlemlerde ulusal su planı ve havza yönetim planları dikkate alınır. (2) Su kaynaklarının varlıklarının korunması, iyileştirilmesi, geliştirilmesi ve kullanılmasını ilgilendiren her türlü iş ve işlemlerde havza yönetim planları doğrultusunca hazırlanan ulusal su planı ve havza yönetim planları dikkate alınır. Su varlıklarının korunması için havza bazında planlama yapılmalıdır. Yereldeki su aktörlerinin karar alma ve uygulama süreçlerine doğrudan katılımını sağlamak, sorunların yerinden tespiti ve en etkin çözümü için gereklidir. Su varlıklarının enerji ve sanayi amaçlı projelerdeki kullanımının tek tek değil, kümülatif etkilerinin anlaşılabilmesi için de havza ölçeğinde değerlendirilmesine ihtiyaç vardır. Ülke ölçekli bir su planı gereklidir ama bunun tüm havza yönetim birimlerinin katılımıyla oluşturulması gerekir.
(3) Su kaynaklarının korunması, geliştirilmesi, iyileştirilmesi ve kullanımı için gerekli tedbirler Bakanlığın nezaretinde ilgili kurum ve kuruluşlarca alınır. (3) Su kaynaklarının varlıklarının korunması, geliştirilmesi, iyileştirilmesi ve kullanımı için gerekli tedbirler Bakanlığın nezaretinde ilgili kurum ve kuruluşlarca alınır.
(4) Bu kanunun uygulanmasında 2872 sy. Çevre Kanunu’nda 3 ve 9. maddesinde belirtilen ilkeler dikkate alınır.
Faydalanma ve kullanmada öncelik sırası
MADDE 5– (1) Suyun miktarı, kalitesi, mahallinin özelliği, zaruri ihtiyaçlar ve şartları başka türlü bir çözüm yolu gerektirmedikçe su kaynaklarından faydalanma ve kullanma hakkının tesisinde aşağıdaki öncelik sırası uygulanır:a) İçme ve kullanma maksatlı su ihtiyaçları,b) Tabii hayat için gerekli su ihtiyaçları,c) Zirai sulama suyu ihtiyaçları,

ç) Enerji ve sanayi suyu ihtiyaçları,

d) Ticaret, turizm, rekreasyon, projeye dayalı su ürünleri yetiştiriciliği ve avcılığı, taşıma, ulaşım ile sair su ihtiyaçları.

(1) Su varlıklarından faydalanma ve kullanma hakkının tesisinde içme ve kullanma maksatlı su ihtiyaçları, ekosistem için gerekli su ihtiyaçları ve geçimlik tarım suyu ihtiyaçları öncelikli olarak karşılanır. Ancak bu ihtiyaçlar karşılandıktan sonra şunlar, aşağıdaki öncelik sırasıyla karşılanır: (a)Zirai sulama suyu ihtiyaçları, talepleri. (b) Enerji ve sanayi suyu ihtiyaçları talepleri. (c) Ticaret, turizm, rekreasyon, projeye dayalı su ürünleri yetiştiriciliği ve avcılığı, taşıma, ulaşım ile ilgili su ihtiyaçları talepleri. Mevcut maddede c, ç ve d fıkralarındaki su kullanımları ekonomik kullanımdır. Bunlar ihtiyaç değil taleptir. Ekonomik kullanım söz konusu olduğunda diğer kullanımlar (ekolojik ve insani) ikinci plana atılmaktadır. Çünkü ekonomik kullanım gerek kirletici olması gerekse sınırsız talep dolayısıyla diğer kullanım haklarını ortadan kaldırır. Bu nedenle yasaların, ekolojik ve insani kullanımı garanti altına alması gerekir.
(2) Öncelik sırasına göre birden fazla maksadın gerçekleşeceğinin mümkün görülmesi halinde, kaynağın birden fazla maksatla kullanılmasına izin verilebilir.

 

Sonraki sayfa: Su Kanunu Tasarısı Değerlendirme ve Öneriler – İkinci Bölüm