Beyaz adam

Kaynak: Milliyet, 3 Eylül 2010
Derya Sazak
Leman dergisinin kapağı Pakistan’daki trajediye ayrılmıştı. Helikopterler sel mağdurlarına yardım paketi atıyorlar.

Kızılderili şefi Seatle’ın sözleri, havaya kalkan elleri, dolar sayan parmakları hicvediyor:

“…Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde, beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak!”

Beyaz adam anlamıyor! Pakistan’da milyonlarca insan çevre mültecisi oldu.

Evlerini, barklarını, tarım alanlarını kaybettiler. 70 bin çocuk salgın hastalık riski altında.

Rizeliler daha şanslıydı; yağmur sadece 12 can aldı, Başbakan Erdoğan heyelan bölgesine gitti, dere yataklarına ev yapmanın sakıncasını anlatırken, “ormanlar, dereler gelir hakkını alır” diye uyardı.

Sadece çarpık yapılaşma değil sorun, büyümenin sınırları zorlandıkça, tüketim arttıkça atmosfere salınan gazlar iklim dengesini altüst ettikçe, fırtınaların, sellerin, depremlerin yıkıcı etkisi de katlanıyor.

Aç ve açıktaki Pakistan’a çuvalla para atsanız ne olacak?! Beyaz adam akıllanmıyor!

Son dere kurumadan daha çok enerjinin peşine düşüyor. Irmakları baraj gölleri yutuyor. Dereler HES’lere boğuluyor.

Baraj sevdası yüzünden Anadolu’daki son antik kalıntılar da yok edilecek.

Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Bergama’daki Roma ılıcası Allianoi, baraj suları altında kalmasın diye çağrı yapan Tarkan’a, “Sanatıyla uğraşsın, bilmediği konulara burnunu sokmasın” diye tepki göstermiş. Oysa Tarkan’ın kültürel varlıkları, doğayı koruma konusunda aldığı ilk tavır değil Allianoi.

“Hasankeyf yok olmasın” diye yıllardır uğraş veriyor. Konserlerinde halkı duyarlı olmaya çağırıyor.

Ağaçları, ormanları kesip, dağı taşı gölet, baraj yaparsanız, Anadolu’nun binlerce yıllık medeniyetini sular altında bırakırsanız son balığı avlayacak insan da bulamayabilirsiniz!

Rusya’daki yangınlar. Pakistan’daki seller. Eriyen buzullar.

Peki, “burnumuzu sokmayalım!” Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler, diyelim.

İstanbul’a 3. köprü kuzeydeki son yeşil alanları da ranta açsın. Yok etsin.

Trafiğe çıkan araç sayısı milyonlarla ifade edilsin.

“Doğayı rahat bırakın”, “Hasankeyf’e dokunmayın”, “Allianoi’ye sahip çıkın” diyenleri de Başbakan ve bakanları, “Çevreci tip”ler diye küçümseyip, “işinize bakın” diye uyarsınlar.

Neyse ki Doğa Derneği üyeleri, “beyaz adam”a Allianoi’nin üzerine kum döküp, sular altında bırakmanın “insanlık suçu” olduğunu Bergama’daki eylemle hatırlattılar. Güven Eken, şimdilik kum dökmenin durdurulduğunu bildirdi. Sıra barajdan bütünüyle vazgeçilmesinde. Köylüler de bunu istemeliler.

Tarkan çok üstüne gelinirse sadece sanatıyla uğraşabilir ama Türkiye kaybeder.

Pakistan’ın trajedisinden ders almalıyız.

Leman’ın kapağındaki gibi… Beyaz adam, “paranın yenmeyen bir şey olduğunu öğrenecek!”