Pakistan’da selin yaraları sarılamadı

Kaynak: Dünya Bülteni, 9 Ekim 2012
Baraj kapaklarının gece yarısı sabaha karşı açılması ardından oluşan su baskınında milyonlarca metreküp suyun aniden bastığı evlerde uykuda yakalanan yüzlerce kişi felaketin kurbanı oldu. Bölgede kapsamlı bir nüfus sayımı yapılamadığından ölü sayısının daha fazla olabileceği, gerçek rakamın ancak sular çekildikten sonra ortaya çıkacağı belirtiliyor.

Pakistan son üç yıldır ardı ardına yaşanan sel felaketleriyle boğuşuyor. Sindh eyaletinin kuzeyi ve Belucistan’da 2010 yılında bin 500 kişinin öldüğü sel felaketinin oluşturduğu hasar onarılamadan, ülke bu yıl 5 milyondan fazla kişinin etkilendiği yeni bir felaketle karşı karşıya bulunuyor.

Eylül ayı başında şiddetli muson yağışlarının etkili olduğu ülkede, Belucistan ve Sindh eyaletlerinde binlerce hektarlık alanı kaplayan sular, bölgeyi bir iç denize çevirdi.

Ülkenin kuzeybatı eyaleti Khaydarpestunkha (Kayderpeştınga) ve Azad Keşmir’de birçok köy, nehirlerin taşması sonucu yerle bir oldu.

Pencap Eyaleti’nin güneyinde de şiddetli yağışların sebep olduğu taşkınlarda birçok köy ve tarım alanı sular altında kaldı.

Pencap’ta sel suları ve ardından yaşanan salgın hastalıklar 70 kişinin ölümüne sebep oldu. Bu yıl sel felaketinin en büyük hasara sebep olduğu bölge ise Belucistan ve Sindh eyaletleri oldu.

Pakistan Ulusal Afet Koordinasyon Merkezi tarafından yapılan açıklamada en büyük can kaybı 250 kişiyle Sindh eyaletinde yaşandı. Belucistan’da 59, Penjap eyaletinde 69, Kuzeybatı Eyaleti Kpk’da 36, Azad Keşmir’de 31, İslamabad’da ise 3 kişi hayatını kaybetti. Sindh ve Belucistan’da yaşanan can kayıplarının nedeniyse su kanallarında yaşanan ani taşkınlar.

Baraj kapaklarının gece yarısı sabaha karşı açılması ardından oluşan su baskınında milyonlarca metreküp suyun aniden bastığı evlerde uykuda yakalanan yüzlerce kişi felaketin kurbanı oldu. Bölgede kapsamlı bir nüfus sayımı yapılamadığından ölü sayısının daha fazla olabileceği, gerçek rakamın ancak sular çekildikten sonra ortaya çıkacağı belirtiliyor.

Belucistan ve Sindh eyaletlerinin sınır olduğu Sindh’in Kaşmur, Sikarpur, Sukkur, Yakupabad bölgeleri ile Belucistan’ın Dera Allahyar ve Dera Murad Cemali bölgeleri tamamen sular altında. Belucistan’ın başkenti Ketta’yı Karaçi’ye bağlayan kara ve demiryolları da ulaşıma kapalı. Ulaşım açılan tali yoldan sağlanmaya çalışılıyor.

Sel felaketinde 15 binin üzerinde köy sular altında kalırken, 500 bine yakın ev işyeri ve kamu binası yıkıldı ya da ağır hasar gördü. Felaket bölgesinde bir milyon hektarlık tarım arazisi de sel suları altında.

FELAKETİ NEDENİ KANALLAR VE TOPRAK AĞALARI

Binlerce kişinin ölümüne neden olan sel felaketlerinin önüne geçilememesinin en büyük nedeni bölgedeki kast sistemi ve o sistem içinde toprak ağalarının rolüne olarak gösteriliyor. Bu görüntüler son 3 yıldır Pakistan’ın değişmez kaderi oldu.

Her yıl ağustos ve eylül aylarında bölgeyi etkisi altına alan muson yağışları aslında geçimini tarımdan sağlayan halk için bereketin simgesi. Muson yağışlarının az olduğu dönemlerde kuraklık tehdidi yaşayan Güney Asya’da son yıllarda aşırı yağışlar sel felaketlerini getiriyor.

Pakistan’da 2010 yılında yaşanan felaket, küresel ısınmanın etkisi olarak değerlendirilmişti. Ardından yaşanan ve belli eyaletleri etkileyen sel felaketlerinde de yine yağış oranlarının çokluğuna küresel ısınmanın etkisi olarak bakılsa da selin geniş bir alanda etkili olmasının başka nedenleri de var. Bunların başında Pakistan’da inşa edilen ve nehir olarak adlandırılan binlerce kilometrelik su kanalları geliyor. Ülkedeki tarım alanlarının sulanması ve kırsal kesime su sağlanması için 1960’lı yıllarda ülkenin dört bir yanına yayılan her biri bir nehir genişliğindeki kanallar, muson yağışlarıyla beslenen derelerin önüne kurulan küçük ve orta ölçekli barajlardan gelen suyu taşıyor.

Son dönemde yaşanan sel felaketleri yoğun yağışların dışında kanallardaki su seviyesinin iyi kontrol edilememesi ve özellikle barajlarda yükselen suların zamanında deşarj edilmemesi yüzünden aniden bırakılan suların etkisiyle meydana geliyor. Son sel felaketinde Sindh ve Belucistan’ın bu kadar etkilenmesinin en önemli nedeni, kanal ve baraj sistemlerinin iyi kontrol edilememesi. Ancak tek sorun bu değil. Muson yağışları sırasında suların barajlarda aşırı yükselmesinin ardından toprak ağaları devreye giriyor.

Kast sisteminin bir sonucu olarak özellikle Sindh’te toprak ağaları çok etkin. Pakistan medyasında kamu kurumlarına baskı uygulayan toprak ağalarının, kendi topraklarının sular altında kalmaması için baraj kapaklarını açtırarak suyu yoksul halkın yaşadığı köylerin bulunduğu alanlara yönlendirdiği iddiaları tartışılıyor. 2010 yılındaki felakette iş makineleriyle sel sularının yönünü değiştirten toprak ağaları, Dadu bölgesinin metrelerce su altında kalmasına neden olmuş, göle dönen bölgeden sular aylarca tahliye edilememişti.

TOKİ EVLERİ DE SULAR ALTINDA

Öte yandan Türk mühendisler suların aniden yükseldiği TOKİ şantiyesinde ölümden döndü. Önce 500’e yakın yerel personeli tahliye eden, ardından şantiyedeki malzemeler ve özellikle iki büyük jeneratörü sel sularından kurtarmaya çalışan Türk mühendisler hızla yükselen sularda can pazarı yasadı.

Şiddetli yağışlar ardından suların hızla yükseldiği Belucistan’daki TOKİ şantiyesinde görev yapan Siyah Kalem inşaat şirketi mühendisleri İbrahim Çabuk, Abdullah Aksu, Ali Elcimci ve Hanefi Gözegir ölümden döndü.

Mühendis İbrahim Çabuk felaket anıyla ilgili şunları söyledi:

“Suların ciddi bir şekilde yükseldiğini anlayınca şantiyeyi tahliye ettik sonra kendi kendimizi kurtarmak için gerekli mercilerle irtibata geçtik yardım bekledik. Yardım geç geldi ancak polisler yardımı ve balıkçı teknesiyle kurtarıldık.”

Ölümden dönen Türk mühendisler, şantiye bölgesine her gün düzenli olarak botla bir saate yakın kürek çekerek gidiyor ve bölgeyi kontrol ediyorlar.

2010 yılındaki felakette evsiz kalanlar için Başbakanlık Toplu Konut İdaresi TOKİ tarafından Belucistan’ın Dera Allahyar bölgesine yaptırılan 500 konutun inşası 2011 yılında başlamıştı. Tüm iş makineleri ve tonlarca çimentonun sel suları altında kaldığı inşaatta hasarın çok büyük olduğu ifade ediliyor.

FELAKETZEDELER YARDIM BEKLİYOR

Sel felaketinin yaşandığı Sindh ve Belucistan’da felaketzedeler bölgede kurulan 500’e yakın kampta barınıyor. Ancak gerek bu kamplarda gerekse evlerinden uzaklaşmak istemeyen felaketzedelerin yol kenarlarında kurdukları derme çatma barınaklarda, hayat şartları son derece güç. Düzenli yardım alamayan felaketzedeler aradan haftalar geçmesine rağmen bölgeye yardım ulaştıramayan hükümete tepkili.

Felaketzedeler için yollar en önemli barınak merkezleri zira su seviyesi o bölgeye kadar ulaşmıyor. O yüzden de yolların kenarları derme çatma barınaklarla dolu. Ama işin daha çarpıcı tarafı bölgeye hiç yardım ulaşmamış olması. Ne Pakistan Kızılayından ne de ulusal afet merkezinden bölgeye hiç bir yetkili gitmedi. Çok küçük miktarlarda yardımlar yapıldığı belirtiliyor. Ama 2010 yılındaki felakette bile bölgeye daha fazla yardım gelmişti.

İki yıl ardından sonra yeniden yüzleşmek zorunda kaldıkları sel felaketi yüz binlerce Pakistanlıyı evsiz bıraktı. Kamplarda ve yol kenarlarındaki barınaklarda hayat savaşı veren 200 bine yakın felaketzede günlük hayatlarını sürdürebilecekleri temel gıda maddelerinden yoksun bulunuyor. Pakistan hükümeti felaketzedeler için 6 milyar rupi, yani yaklaşık 5 milyon dolarlık acil yardım paketi açıkladı. Uluslararası yardıma ihtiyaç olmadığını belirten Pakistan Ulusal Afet Koordinasyon Merkezi, Pakistan’ın kendi imkanlarıyla felaketzedelere yardım elini uzatabileceğini belirtti. Ancak felaket bölgesine yeterli yardımı götürebilmiş değil. Haftalardır yeterli gıda alamayan felaketzedeler kaderlerine terk edildikleri düşüncesinde.

Dünya Gıda Örgütü Pakistan temsilciliği, Sindh ve Belucistan’da acil yardım için gıda malzemesi sevkine başlandığını belirtirken, Birleşmiş Milletler temsilcisiyse Pakistan’ın resmi yardım çağrısı yapmaması nedeniyle, bölgedeki durumu gözlemlemekle yetinmek zorunda kaldıklarını açıkladı.