Biz sarı öküzü Borçka ve Murgul’da verdik!..

kamiletKaynak: 08Haber, 17 Ocak 2012

Arhavi bir sabah uyandığında Arhavililerin hiç de davet etmediği istenmeyen işgalcilerinin Kamilet Vadisi’ne girdiğini öğrendi.
İstenmeyen misafir olur bilirim. Ama Arhavi halkı bu vadisini hiçbir şekilde vermek istemediğini, günlerce burada çadır kurarak, nöbet tutarak tüm Türkiye’ye Ankara’ya, hükümete açıkça haykırdılar. Hatta onlara destek veren CHP Artvin Milletvekili Avukat Uğur Bayraktutan, Kamilet Vadisi’ne gitti, onlarla birlikte eylemde bulundu. Arhavi Belediye Başkanı AK Parti’den seçilmiştir. Başkan’da buraya HES’i istemiyor.

Ama onlara kim soruyor ki, karar Ankara’da alınmış, satış işi tamam, orada yaşayan halkın ne fikri alınmış ne de nasıl etkileneceği konusunda bir kere olsun gerçekler söylenmemiş.

Dere HES’leri 2005 yılına kadar adı dahil geçmemişti. En azından kimseye bundan söz edilmemişti. Hele hele “Su Kullanım Hakkı” falan o zamanlar duyulsa her halde kıyametler kopardı. Ancak alıştıra alıştıra. Önce 2009 yılında İstanbul’da yapılan 5. Dünya Su Formu’nda derelerin, nehirlerin yönetilmesi masaya yatırılarak uygulama yönünde karar alındı. Çok hızlı bir şekilde derelerimize, vadilerimize dadandılar. Tüm akarsular artık işgal altındaydı. İplikçi, tekstilci, borsacı, futbolcu, inşaatçı, hatta spor kulübü dahil hepsi derelere uçuştular.

Evet, bu spor kulübünün adı ne yazık ki Trabzonspor’du. Kendi deresini alarak HES işine girdi. 20-25 milyon TL’ye aldığı HES’i bir iki futbolcu alabilmek için 50-60 milyona bir müşteriye satacak! Öyle ya paranın nereden geldiğinin bir önemi var mı? Tıpkı nereye gittiğini bilmediğimiz gibi! Evet, dostlar; derelerimiz bizim yaşam damarlarımızdır. Damarlarımızın içindeki hayati sıvımızdır. Yani kanımız ve canımız. Dünyanın yeraltı ve yerüstü kaynakları global emperyalist şirketlerin kontrolü altında. Sıra sulara geldi. En tehlikeli boyutu da bu olsa gerek. Çünkü sular ticari metaya dönüştüğünde bundan ancak parası olanlar istifade eder. Oysa su bulunduğu mecradaki tüm canlılar için can suyu olarak yaratılmıştır. Karadeniz neden bu kadar güzeldir bilir misiniz? Bu dereler her geçtiği yerlerde nakış nakış doğayı işledikleri, can verdikleri için.

Hep yazdım bir kere daha yazacağım. Cenneti su ile yeşil ile tarif ederken, Cehennem ise ateşle tarif edilir.  Artvin’de 170’in üstünde Dere Tipi HES projeleri var. İlk HES projesi biliyorsunuz Fındıklı’da başlatılacaktı. Ama Fındıklı halkı öyle bir mücadele verdiler ki; Türkiye’nin direniş sembolü oldular. Aradan 16 yıl geçti. Bir tek HES yapılabildi mi? 2005’ten sonra Rize’nin başka ilçelerinde HES’ler hemen yapıldı. Öyle ya başbakan Rizeliydi ve asla Rize’ye Karadeniz’e kötülük yapmazdı. Sonra İkizdere kuruyunca yöre halkı kandırıldığının farkına vardı. Başbakan Rize’ye geldiğinde şirket suyu vadiye bırakıyor, Başbakan gittikten sonra ise yine su kesiliyor! Gazeteci arkadaşlarımız bunu haber yaptılar da Başbakandan bir kere olsun bununla ilgili bir açıklama gelmedi!

HES’i yapan şirketin söyledikleri ise yöre insanıyla dalga geçmekten başka bir şey değildi. Ne diyordu gözlerinin bebeğinde dolar işareti bulunan bu paragözler; biz burayı yaptık. Tekerlek yapıp taşımayacağız değil mi? Su yine akacak!.. Keşke tekerleri takabilsek de sizin kendi yaşam alnınıza kadar götürebilseydik. Nerde Hidroelektrik santrali yapılmışsa o vadiye hiçbir canlı giremiyor. Yaban hayvanları bile su içmek için epey uğraş vermekte.

HES’ler konusunda en çok direnen ilçeler; Hopa, Ardanuç, Şavşat oldu. Yusufeli, Murgul, Borçka ise hiç direnmedikleri gibi muhtarları aracılığıyla destek oldular. Karşılığında bir servis işi, bir iki adam istihdam kandırmacası, hepsi bu!. Gidin Balcı Köyü halkını konuşturun. Borçka Aksu Mahallesi sakinleriyle sohbet edin. Bir dokunun bin ah işitin!..

Arhavi bu süreç içinde pek katılımda bulunmadı. Dışarıdan seyretmeyi yeğledi. Ama susma sustukça sıra sana gelecek misali sıra Arhavi’ye geldi. Ama ne fıdıklı, ne Hopa, ne Ardanuç ne de Şavşat Kamilet deresi için sessiz kalmadılar. Onlar bu sabahın köründe yapılan vadi işgaline şiddetle karşı çıkıyorlar. Şimdi Arhavi’yi gerçekten sevenlerle sözde sevenleri ayıklamanın zamanıdır.

Bakalım kimler oraya gelip Arhavi’ye sahip çıkacak: Her yerde gururla Arhavili olduğunu söyleyen işadamları Mehmet Nazif Günal, Nurettin Çarmıklı, Nurettin Özaltın, sanatçılar Cengiz Kurtoğlu, Efkan Şeşen, siyaset dünyası AK Parti Artvin Milletvekili İsrafil Kışla, Parti İl Başkanları AK Parti İl Başkanı Erkan Balta, CHP İl Başkanı Selim Bilgin, STK’lar bu konuda nasıl bir duyarlılık gösterecek?  Önümüzdeki günlerde Arhavi’de Arhavi için kimleri bir arada göreceğimi bende merak ediyorum. CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın zaten başından tutumu belli, duruşu, söylemleri açık ve net olduğu için bundan sonra ne yapacağını sormuyorum.

Maalesef HES’ler konusunda biz sarı öküzü önce Borçka’da verdik! (Bana kalsa alamazlardı ya!) Hem de suç işlendiği halde göz yumuldu. Havzadan havzaya su aldılar! Açıkça suç işlediler. Onlar bu işi bitirdikten sonra da Yasa çıkardılar. “Havzadan havzaya su almak yasak! İyi de Erenler HES ne olacak? O suç orada dururken bu yasa neye yarayacak? Erenler HES İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) kadar gidecek bir suç HES’idir. Bu HES burada durdukça Balcı dere havzası susuz kalacak!

Arhavi halkı Arhavi’nin geleceği için kar soğuk demeden sabah gelen istenmeyen vadi işgalcilerine ilk tepkilerini koymuşlardır. HES’ler artık bilinen bir gerçek. Mızrak çuvala sığmıyor. Enerji ihtiyacı için diyorsanız eskiden yapılan HES şeklinde yapın. 1960’larda Sirya’daki gibi, Artvin’e enerji sağlayan değirmen tipi HES’ler yapın. Vadileri yok etmeden, suyu borulara hapsetmeden sadece o yöreye elektrik sağlamak için bir tane yapabilirsiniz. Suyu da enerjisi de yöre halkının olur. Yoksa bu şekilde “Su Kullanım Hakkı anlaşmasıyla bilmem hangi holdingin kasasını doldurmak ve ab-ı hayatı 49 yıllığına teslim etmek enerji maksatlı olamaz! Arhavi halkı tepkisini koydu. İnanın er ya da geç kazanacaklar. Ben gazeteci olarak hep yanlarında olacağımı buradan duyuruyorum.

Sami Özçelik