EMO: Özelleştirme Güneydoğu’yu karanlığa mahkum etti

DEDASın-elektrik-kesintileri-susuz-bırakiyorKaynak: Sondakika, 13 Temmuz 2014
Elektrik Mühendisleri Odası (EMO); Diyarbakır, Mardin, Şanlıurfa, Siirt, Şırnak ve Batman`ı kapsayan Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş`nin (DEDAŞ) özelleştirilmesiyle Güneydoğu`nun karanlığa mahkum edildiğini belirtti.
Açıklamada, DEDAŞ’ın bölgenin kayıp ve kaçak kullanımını azaltmak için yatırım yapmak yerine, kayıp ve kaçak kullanımını gerekçe göstererek hukuka aykırı bir şekilde plansız, sürekli elektrik kesintileri uyguladığını belirtilerek, “Elektrik borcu nedeniyle bölgede tarımsal sulama ve belediyelerin içme suyu için ihtiyaç duyduğu elektriğin sağlanması bile sıkıntıya sokulurken, okulların da borçları nedeniyle elektrikleri kesilmektedir. Özellikle konutların yer aldığı bölgelerde kayıp ve kaçak kullanım gerekçesiyle elektriklerin kesilmesi yerel halkı çileden çıkarmakta, bölgede infiallere yol açmaktadır. Bölge; her yıl olduğu gibi, havaların ısınması ile birlikte tarımsal sulama alanlarında ve klima kullanımı nedeniyle yaşam alanlarında elektrik enerjisine talebin en fazla ihtiyaç duyulduğu bir dönemi yaşamaktadır. Dağıtım şirketinin görevi; ortaya çıkan talebi elektrik kesintisi yaparak düşürmek değil şebeke altyapısını güçlendirerek talebi karşılamaktır. Kesintilerin kaçak elektrik kullanımına karşı bir silah olarak kullanması kabul edilemez” denildi.

-“KAÇAK ORANLARI YENİDEN YÜKSELTİLMEK İSTENMEKTEDİR”-

Tarımsal sulama borçlarını ödemeyen çiftçilere destekleme ödemelerinin yapılmaması kararının dağıtım şirketleri kamu elindeyken alınmayıp özelleştirildikten sonra alınmasının manidar olduğu vurgulanan açıklamada, “Yine AKP iktidarı EPDK aracılığıyla bu bölgenin kayıp ve kaçak oranlarını da sürekli değiştirerek yüksek tutmakta, böylece şirkete bir yandan yüksek tahsilat olanağı sağlamakta, diğer yandan şirketi ödemesi gereken cezadan kurtarmaktadır. Son olarak zeytinlik alanlarını yok edecek olması nedeniyle kamuoyunda büyük tepki çeken bir tasarı içerisinde yapılmak istenen düzenleme ile bölgenin hedef kayıp ve kaçak oranları yeniden yükseltilmek istenmektedir. Yine aynı tasarı ile asgari tüketim düzenlemesi adı altında bu bölgedeki yurttaşların mağduriyetini daha da artıracak bir uygulamaya geçilmek istenmektedir. Bölgedeki hanelere asgari tüketim üzerinden aylık sabit bir faturalandırma olarak anlaşılan bu yöntem, tüketen tüketmeyen tüm yurttaşların belli bir bedeli ödemesi zorunluluğunu öngörmektedir. Görüldüğü gibi iktidar yine yandaş şirket lehine düzenlemeler arayışındadır. Kaçak elektrik kullanımının önlenmesi yoksul halk kitlelerin daha da mağdur edilmesiyle değil, bölgesel kalkınma planları ile mümkündür” ifadeleri kullanıldı.

Özelleştirilen DEDAŞ’ın son uygulamalarının kamuoyunda yarattığı infial dinmezken, Dicle Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi’nin (DEDAŞ) Sözcüsü Mehmet Gökay Üstün, Güneydoğu’daki enerji sorunun milli bir mesele olduğunu iddia etti. Üstün, “Uzmanlar mevcut sulama şeklinin devam etmesi durumunda bölgede çiftçilerin yakın bir gelecekte ne sulama ne de içmek için su bulabileceğini ifade ediyor. Güneydoğu’nun elektrik sorunu, milli bir meseledir” dedi.

Bölgedeki elektrik kesintileri ve toplumsal olaylara ilişkin açıklama yapan Üstün, kesintilerin DEDAŞ ile ilgili olmadığını, yaz aylarının gelmesiyle elektrik tüketiminin iki katına çıktığını, kesintilerin, tarımsal sulamada kullanılan elektrik tüketiminin artmasından kaynaklandığını dile getirdi.

Haziran ayı başında elektrik kesintileri ve tepkilerin olmadığına işaret eden Üstün, havaların ısınmasıyla soğutma ve sulama talebi arttığı için tüketimin de yükseldiğini ve elektrik tüketimindeki bu büyük artışı sistemin kaldıramadığını ifade etti.

BÖLGENİN ELEKTRİK MESELESİ

Üstün, haziran ayı başında bölgede günlük tüketimin yaklaşık 36 bin 500 megavat saat seviyelerindeyken, bugünlerde 69 bin megavatları geçtiğini belirterek, kapasitenin zorlanmasının normal olduğunu söyledi.

Bölgede elektrik tüketiminde ciddi bir israf olduğunu, büyük ölçüde bedelsiz tüketilen elektriğin bunu tetiklediğini, özellikle tarımsal sulama alanında büyük israfın göze çarptığına değinen Üstün, şöyle dedi:

“Uzmanlar mevcut sulama şeklinin devam etmesi durumunda bölgede çiftçilerin yakın bir gelecekte ne sulama ne de içmek için su bulabileceğini ifade ediyor. Bunun anlamı, ülke kaynaklarının bilinçsiz bir şekilde kullanılması ve tüketilmesidir. Bu açıdan Güneydoğu’nun elektrik sorunu, milli bir meseledir.”

Bölgede yerin çok derin noktalarından su çekilerek tarımsal sulama yapıldığına da değinen Üstün, bu derinlikten suyun çekilebilmesi için yüksek miktarda elektrik kullanıldığını aktardı.

KAÇAK ELEKTRİK KULLANIMI

Üstün, bu elektriğin çok büyük bir miktarının da kaçak olarak kullanıldığını, bölgede kullanılan kaçak elektriğin 4’te 1’inin sulamalarda kullanılması ve buralarda da kayıp kaçak oranının çok yüksek olmasının, abone başına tüketimi, Türkiye ortalamasının 2,2 katına kadar çıkarttığını dile getirdi.

Bu rakamın Türkiye geneli abone başı aylık tüketimde 556 kilovat iken, Dicle Bölgesi’nde bin 234 kilovat olarak görüldüğüne işaret eden Üstün, şöyle konuştu:

“Bölgede 6 ilde (Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Batman, Siirt ve Şırnak) kaçak elektrik kullanım oranı, Keban veya Karakaya barajlarının yıllık ürettiği elektrik miktarına ulaşıyor. Bu iki büyük barajın ürettiği kadar elektrik, bölgede kaçak olarak kullanılıyor. Bu da büyük bir israfa yol açıyor. Bu israf abonenin normalde tüketeceği elektriği 2-3 kat fazla kullanmasını beraberinde getiriyor. Neredeyse ithal bağımlısı olduğumuz bir kaynak israf edilerek tüketiliyor. Bu durumun bir kötü yanı da bedeli sadece bu abonelerin değil, Türkiye’deki tüm abonelerin ödemesi…”

DEDAŞ KAYNAKLI OLMAYABİLİR

Gökay Üstün, Mardin, Batman ve Şanlıurfa’daki kesintilerin tarımsal sulamada kullanılan elektrik tüketiminin artmasından kaynaklandığını belirterek, klima ve sulama motorları aynı anda çalıştığı zaman hiçbir şebekenin bunu taşımadığını, bu anlarda da hat yanması ya da trafo patlaması yerine sistemin kendini kapattığını kaydetti.

Bölge çok fazla enerji çektiği için tüm ülkede elektrikte dalgalanmalar yaşandığını, bunun da bazı sanayicilerin üretim yapamamasına neden olduğunu kaydeden Üstün, “Bu bazen o kadar şiddetleniyor ki Ankara ve İstanbul’dan da hissediliyor. Bu yüzden bazen kesintiler DEDAŞ kaynaklı olmayabilir” dedi.

Bölgede tüketilen elektriğin bedelinin ödenmesi konusunda yeniden bir alışkanlığın kazanılması gerektiğini, kayıp kaçakla mücadeleden vazgeçmeyeceklerini aktaran Mehmet Gökay Üstün, DEDAŞ’ın ticari bir kuruluş olduğu hizmetin sürdürülebilir olması için siyasiler ve STK’ların el ele vererek bu toplumsal sorunu çözmeleri gerektiğini sözlerine ekledi.

37 BİN ABONEYE İŞLEM İDDİASI

DEDAŞ kaçak elektrikle mücadelesine “Helalleşme Kampanyası”nın yanı sıra yasal yollarla da devam ederken, elektrik borçlarını ödemeyen ve yapılan ikazları dikkate almayan aboneler için yasal işlem başlattı.

Bu çerçevede, 14 bin 320 abone hakkında suç duyurusu yapılırken, 22 bin abone de icraya verildi. DEDAŞ, Ocak-Haziran döneminde, bölgesinde yer alan 6 şehirde elektrik faturalarını ödemeyen 37 binden fazla abone hakkında işlem başlattı.

5 bin 763 abone ile Şanlıurfa, suç duyurusunda DEDAŞ bölgesindeki iller arasında ilk sırayı alırken, icra takibinde ise ilk sırada 8 bin 255 aboneyle Diyarbakır geldi.