Kadıköy’de baraj protestosu: Munzur’uma Dokunma!

Tunceli’de Munzur Suyu üzerine yapılması planlanan barajlar İstanbul Kadıköy’de protesto edildi. Munzur Koruma Kurulu’nun yaptığı açıklamada “Munzur Özgürdür, Özgür Akacak!, Munzur Hayattır Hayatın akışı durdurulamaz!, Munzur’uma Dokunma!” sloganları atıldı.

Tunceli merkez ile Ovacık arasında bulunan Munzur Vadisi üzerinde birçok HES ve barajın yapılması planlanıyor. Enerji Bakanlığı çok sayıda şirkete baraj inşaatları için lisans vermiş durumda. Yerel halkın gerek mahkemelerde gerekse de sokakta yürüttüğü mücadele ise sürüyor. Kadıköy’de 19 Mart’ta yapılan eylemde “Munzur’uma Dokunma!” sloganı altında yüzlerce kişi bir araya geldi ve planlanan barajların yapılmasını protesto etti. Eyleme CHP’nin Tunceli Milletvekili Gürsel Erol, HDP milletvekili Erdal Ataş da destek verdi.

Dersim Dernekler Federasyonu’na bağlı Munzur Koruma Kurulu (DEDEF) öncülüğünde yapılan kitlesel yürüyüşte Tunceli’deki doğa katliamı gündeme taşındı ve “Munzur özgür akacak” sloganıyla Süreyya Operası’ndan İskele Meydanı’ndan yüründü. Eylem 14 Mart Uluslararası Nehirler, Su ve Yaşam İçin Barajlara Karşı Eylem Günü ve Ormanları Koruma Haftası vesilesiyle yapıldı. Milletvekillerinin yanı sıra Alevi kurumları, demokratik kitle örgütleri ve siyasi parti temsilcileri de eylemi destekledi.

Foto: Zeynep Kuray

Davul zurna eşliğinde yapılan yürüyüşte “Dost ve düşman herkes bilsin, Dersim’de doğa kazanacak”, “Bir dağ, bir nehir, bir vadi yok edilişe direniyor”, “ Bırakın Munzur özgür aksın, Hasan Keyf’ine baksın” yazılı pankartlar taşındı. Hep bir ağızdan “Munzur özgür akacak”, “Munzur darda Dersim ayakta”, “Direne direne kazanacağız”, “Baraj yapma boşuna, yıkacağız başına” sloganları atan kitleye, çevredeki yurttaşlar alkışlarla destek verdi. Munzur Koruma Kurulu eylemin sonunda bir açıklama yaparak barajları protesto etti. Açıklamada, “Sularımız, topraklarımız, ormanlarımız, tarım alanlarımız, yasa ve yönetmeliklerle sermaye sahiplerine devrediliyor. Hayatlarımız sermaye sahiplerinin insafına teslim ediliyor. Topraklarımız kiralanma bahanesiyle altın tepside sermaye sahiplerine peşkeş çekilerek, Dersimin yerel tarımı ve yaşam biçimi ortadan kaldırılmak isteniyor. Atalarımızın, dedelerimizin yüzyıllardır koruyup kolladığı, bizlere emanet ettiği yaşam alanlarımızdan, göçe zorlanarak yurtsuzlaştırılıyoruz. Yaşam alanlarımıza, suyumuza, toprağımıza göz koyanlar durmuyor! Buna rağmen, bütün bu saldırılar, bulunduğu her yerde yerel halkın direnişiyle karşılaşıyor. Mücadelenin gücü bütünleşerek çoğalıyor!” denildi. Açıklamada, “Yıllardır, bilimsel raporlarla, aldığımız gerekçeli yargı kararlarıyla, yaşadığımız gerçeklerle bu projelerin asıl hedefinin emperyalizmin pençesinde hedefine ulaşma gayreti içerisinde olan vahşi kapitalist sömürünün rant paylaşımları olduğunu, en başta maden, baraj ve HES’ler ile suların ticarileştirilmesi hedefiyle topraklarımıza ve sularımıza el koyma, bizleri yurtsuzlaştırma; derelerimizin, vadilerimizin ve yaşam alanlarımızın yok edilmesine yönelik olduğunu anlatmaya çalıştık. Yılmadık! Mücadelemizi dün olduğu gibi bugün de, yarın da yılmadan büyüterek devam ettireceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın. Dost düşman bilsin ki Dersim’de doğa kazanacak! Bizler, suyuna, toprağına, yaşam alanlarına, tarihi- kültürel ve sosyal değerlerine sahip çıkan Dersim Halkı olarak; akıl, bilim ve izandan yoksun projelerin uygulayıcıları ve sahiplerini bir kez daha uyarıyoruz. Sizlerin, yaşam alanlarımızı yok edecek projelerinize Dersimde yaşam hakkı tanımayacağız.” ifadeleri kullanıldı.

 

Munzur Koruma Kurulu’nun yaptığı basın açıklamasının tümü şöyle:

Geçtiğimiz günlerde “14 Mart Uluslararası Nehirler, Su ve Yaşam için Barajlara Karşı Eylem Gününü” geride bıraktık. Önümüzdeki hafta 21-26 Mart arası Dünya Orman Haftasını, 22 Mart Dünya Su Gününü karşılayacağız. Ne yazık ki günler takvimde bir yapraktan öte durmuyor. Her şeye bir gün belirleyenler hiçbir şeyin değerini bilmiyorlar. Bugün burada bir kez daha “belirli gün ve haftalarını” hatırlatmaya, Dersimin çığlığını haykırmaya ve doğamız için ayakta olduğumuzu duyurmaya geldik.

Yerli ve uluslararası şirketler, ülkemizin dört bir yanında Ormana, suya doğaya karşı büyük bir yağma hareketi yürütüyorlar. Dersim olarak biz de “payımıza” düşeni fazlasıyla alıyoruz.

Sevgili Dostlar

Dersim de son yılların en ağır ve yoğun saldırılarıyla karşı karşıya… OHAL koşullarını da kendine güç edinen hükümet ve sermaye, onca yargı kararlarına rağmen Konaktepe Barajı ve HES I-II için aldığı acele kamulaştırma kararı, yaz aylarında olduğu gibi askeri operasyonlardan sonra yakılan ormanlar, kayyum atanan belediye, halkın uzun yıllardır emekleriyle ördüğü festivali gasp etmesi, birçok alanda maden ve taş ocağı faaliyetleri, yıllardan beridir ıslah ve sulama kanalı bahanesiyle tahrip edilen dereler, inancımıza zerre tahammülü olmadıkları halde düzenlemek istedikleri Gözeler, son olarak da kiralanma bahanesiyle büyük şirketlere peşkeş çekilmek istenen araziler ve bitirilmek istenen küçük aile çiftçiliği…

Paranın gücüne tapanlar, doğamıza ve yaşam alanlarımıza el koymak istiyor!

Sularımız, topraklarımız, ormanlarımız, tarım alanlarımız, yasa ve yönetmeliklerle sermaye sahiplerine devrediliyor. Hayatlarımız sermaye sahiplerinin insafına teslim ediliyor.

Topraklarımız kiralanma bahanesiyle altın tepside sermaye sahiplerine peşkeş çekilerek, Dersimin yerel tarımı ve yaşam biçimi ortadan kaldırılmak isteniyor.

Atalarımızın, dedelerimizin yüzyıllardır koruyup kolladığı, bizlere emanet ettiği yaşam alanlarımızdan, göçe zorlanarak yurtsuzlaştırılıyoruz.

Yaşam alanlarımıza, suyumuza, toprağımıza göz koyanlar durmuyor! Buna rağmen, bütün bu saldırılar, bulunduğu her yerde yerel halkın direnişiyle karşılaşıyor. Mücadelenin gücü bütünleşerek çoğalıyor!

Siyasi iktidarın gücünü arkasına alarak, yaşamsal bütün değerlerimizi ranta çevirme hesaplarıyla vadilerimize, sularımıza, topraklarımıza saldıran şirketler defalarca protesto edilmelerine, kovulmalarına rağmen hala çalışma yapmakta ısrar etmekteler.

Yıllardır, bilimsel raporlarla, aldığımız gerekçeli yargı kararlarıyla, yaşadığımız gerçeklerle bu projelerin asıl hedefinin emperyalizmin pençesinde hedefine ulaşma gayreti içerisinde olan vahşi kapitalist sömürünün rant paylaşımları olduğunu, en başta maden, baraj ve HES’ler ile suların ticarileştirilmesi hedefiyle topraklarımıza ve sularımıza el koyma, bizleri yurtsuzlaştırma; derelerimizin, vadilerimizin ve yaşam alanlarımızın yok edilmesine yönelik olduğunu anlatmaya çalıştık.

Yılmadık!

Mücadelemizi dün olduğu gibi bugün de, yarın da yılmadan büyüterek devam ettireceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın. Dost düşman bilsin ki Dersim’de doğa kazanacak!

Bizler, suyuna, toprağına, yaşam alanlarına, tarihi- kültürel ve sosyal değerlerine sahip çıkan Dersim Halkı olarak; Akıl, bilim ve izandan yoksun projelerin uygulayıcıları ve sahiplerini bir kez daha uyarıyoruz. Sizlerin, yaşam alanlarımızı yok edecek projelerinize Dersimde yaşam hakkı tanımayacağız.

Sularımıza, derelerimize, vadilerimize, ovalarımıza, yaşam alanlarımıza yapılan vahşi saldırıları durdurmak için AYAKTAYIZ.

Egemenlerin doğamıza karşı yönelttiği hegemonyaya karşı, doğa haklarını anayasal güvenceye kavuşturmak için AYAKTAYIZ.

Yaşamın çağrısına kulak verenlerle birlikte “Bütün Temel Haklarımız için, Barış içinde İnsanca Yaşam için, Eşit, Özgür, Demokratik Bir Ülke için” AYAKTAYIZ.

İnsanca yaşamı savunmak, emekçilerin, ezilenlerin, mağdurların, yoksulların, işsizlerin, kadınların, gençlerin, çevrecilerin, barış yanlılarının sesine ses katmak için AYAKTAYIZ… ve her zaman da ayakta olacağız.

Munzur Özgürdür, Özgür Akacak!

Munzur Hayattır Hayatın akışı durdurulamaz!

Munzur’uma Dokunma!

Dersim Dernekleri Federasyonu (adına)

Munzur Koruma Kurulu