AKP’nin çevre politikaları ve ÇED süreçleri – II

AK Parti’nin Seçim Beyannamesi’ndeki çevre politikalarını incelemeye devam ediyoruz. Bu yazıda AKP’nin çevre politikaları ve ÇED süreçlerine dair değerlendirmemizin devamını bulacaksınız.

Çevresel Etki Değerlendirmesi kavramı, 1983 yılında yürürlüğe giren Çevre Kanunu’nun 10. maddesi ile Türkiye’nin mevzuatına alındı. Yönetmelik ise ancak 10 yıl sonra yürürlüğe girdi. 7 Şubat 1993 tarih ve 21489 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ilk “Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği” 1993’ten bu yana uygulanmakta. 1993-2017 arasında Bakanlık tarafından ÇED Yönetmeliği kapsamında 62.545 karar verilmiş. Bu kararların 57.658’si “ÇED Gerekli Değildir” kararı, 4.887’si “ÇED Olumlu” kararından oluşuyor. 1993-2017 yılları arasında sadece 49 projeye “ÇED Olumsuz” kararı verilmiş.

Grafik 1 – Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği kapsamında 1993-2017 yılları arasında verilen ÇED kararlarının dağılımı
Kaynak: http://webdosya.csb.gov.tr/db/ced/icerikler/2017_cevre_denet-m_raporu_son-20180509125844.pdf
Grafik 2 – Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği kapsamında 1993-2017 yılları arasında verilen ÇED Kararlarının sektörel dağılımı
Kaynak: http://webdosya.csb.gov.tr/db/ced/icerikler/2017_cevre_denet-m_raporu_son-20180509125844.pdf

Yıllar içinde ÇED süreçlerinde yapılan bu değişiklikler sayesinde çevresel maliyeti yüksek olan projelere onay verilebiliyor. Avrupa Birliği’nde bu yönetmelik 1985 yılında yayımlanmış ve sadece 3 defa değişikliğe uğramış. ÇED bir planlama sürecidir. Olası bir tesisin etkilerini baştan tespit etmek ve önlem alınıp alınamayacağını görmek amaçlıdır. 2013 yılında yapılan değişiklikler ile bu planlama sürecinden dahi kaçılmaya çalışıldı. ÇED’i by-pass etmeye, ÇED’den muaf alanların genişletilmesine yönelik  en radikal düzenleme diyebileceğimiz bu girişim 03 Temmuz 2014 tarihinde Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmişti [1]. Ama Anayasa Mahkemesi’nin kararı göz ardı edilerek; hukuk ve kanunlar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yok sayılarak ÇED’den muaf alanların kapsamı genişletildi. Bu yapılan değişiklikle ÇED’den muaf kısma dahil edilen faaliyetlerin listesi çok uzun. Örneğin, akarsu havzaları arasında su aktarımında 100 milyon maltı ÇED’den muaf. Böylece HES projelerine dolaylı muafiyet sağlandı. Yer altı suyu çıkartılmasına dair projelerin sınırı 300 bin m3/yıl’dan 1 milyon m3/yıl’a çıkartıldı. Şimdi seçim beyannamesinin Neler Yapacağız bölümünde yeraltı sularına ilişkin “Stratejik öneme sahip yeraltı suyunun tarımda kullanımını yıllık yüzde 5 mertebesine düşüreceğiz” hedefi eklenmiş. Ama ÇED sürecinden muaf tuttuğunuz yeraltı sularının çekim miktarı ile bu hedef nasıl sağlanacak? Bu hedef sadece kağıt üzerinde kalacak bir hedef niteliğinde. İklim değişikliğinden en fazla etkilenen coğrafyada bulunan Türkiye, kurak yılların sayısı ve şiddeti artarken; yer altından çekilecek suyun etkilerinin değerlendirilmemesine yönelik atılan bu adımın vahim sonuçları olacaktır ve oluyor. Konya havzasında obrukların sayısı ve büyüklükleri hızlı biçimde artıyor. Daha önceleri yüksek yerlerde oluşan obruklar, daha aşağılarda ve yerleşim yerlerine yakın bölgelerde oluşmaya başladı. Yine sanayi ve enerji tesislerinin sökümü ÇED’den muaf. Örneğin nükleer santral, termik santral, kurşun fabrikası gibi tesislerin sökülmesi işlemlerinin çevresel etkilerinin değerlendirilmesi bu muafiyet nedeniyle yapılmıyor.

Çevresel Etki Değerlendirmesi yatırımları yavaşlatan bir bürokratik zorunluluk olarak görüldüğünden, çevreye ciddi zararlar verebilecek pek çok faaliyet ÇED gerekliliği kapsamından çıkartıldı. ÇED’in yalnızca formaliteden ibaret bir hale gelmesi sağlandı. “ÇED Olumlu” ve “ÇED Olumsuz” kararları ile ÇED kapsamına girmediği için “ÇED Gerekli Değildir” şeklinde verilen kararlar da bize bunu net biçimde gösteriyor. Hükümet ise, buna rağmen hala ÇED’in bir bürokratik zorluk yaratma mekanizması olduğu konusundaki kanaatinde ısrarcı ve seçim beyannamesine de “Neler yapacağız” kısmında ÇED sürecini tamamen etkisiz hale getirmeyi hedef olarak yazmış.

 

[1] http://kararlaryeni.anayasa.gov.tr/Karar/Content/0d2ecffb-a372-49f3-b9a0-c882f605e216?excludeGerekce=False&wordsOnly=False